Saat sıfır iki, altı ekim, iki bin sekiz
pazar akşamı
dönmemişti sabaha gece
ay sönmüştü
parlayan yıldız yoktu gökyüzünde
artık bizim için her gün gece
Seni çok özledim
gördüğüm her rüyada
tuttuğum her dilekte sen varsın ama
çekiyor üstüme sürgüsünü ayrılık sokuluyorum kıyısına ıssızca gecenin
gittikçe büyüyor içimdeki sensizlik
üşüyorum!
anne, kardeş, baba
aynı kefene sarıldılar aynı ruhla
aynı acılarla gittiler
sırtlarındaki bıçakla
ölümün derinliğine doğru!
oysa çok beklemişlerdi gün yüzü görmeyi