Hocam hayatınıza iki söz bırakın demişti. İlki "insan kalbinin ekmeğini yer" ikinci ise " Bil ki yaşadıklarınla değil yaşattıların ile anılırsın. Ve unutma ne yaşattıysan yaşarsın." Bu iki sözü başıma kötü olaylar gelene kadar anlamamıştım. Evet şuan kalbimin ekmeğini yiyorum. İleride olur bende bilmiyorum..
İnsanlar ne tuhaf yaratıklar..
Haddi olsun olmasın ne çok seviyorlar başkasının hayatına yorum yapmayı, eleştiri yapmayı. Ben abisiyim, ablasıyım, halasıyım, amcası dayısı yaşındayım, teyzesi sayılırım annesi sayılırım ve artık aile olduk.
Kusura bakmayın da emek vermediğiniz hiçbir şeyin bir şeyi olmuyorsunuz. Sırf bir yerlerden yakınlaştık diye kendinizi değerli, saygıyı hak edecek görmeyin. Mücadele vermediğiniz, eksiğini fazlasını bilmediğinizin, iyi kötü özellikle kötü gününde yanın da olmadığınız kimsenin, hiç kimsesisiniz.
Bilmem hangi gülüşe dudakların dokundu,
Bilmem hangi bahara kokun sindi ,
Bilmem hangi toprak ellerine deydi.
Bilmem hangi poyraza bıraktın kendini.
Söylesene hangi poyraza bıraktın kendini de.
Gülüşün dudaklarıma, kokun tenime, ellerin ellerime bu kadar yakıştı..
E.A
Duygusal yorgunluk diye bir kavram var, bu ne kilo vererek, ne her gün duş alarak nede hergün başka birşey yaparak geçiyor. Duygusal olarak yorgunluk kısmını atladım. Duygusal olarak yıkıldım,çöktüm, eridim ve yok oldum.
Ben, ben bilmiyormuşum sevdayı, ben ben bilmiyormuşum vazgeçmeyi. Yıllarca sevdayı bundan şundan öğrendim derken , ben sevmeyi sevilmeyi temel yaşta öğrenmişim. İnsan çocukluğundan daha ne kadar nefret edebilir ki.
Ben babamın, abimin, annemin kurbanıyım. Ben babam yüzünden her adamın aldatacağını, abim yüzünden baban evi terk ettiğinde bizlere sahip çıkmadığinda her erkeğin sırt çevireceğini, ve annem yüzünden ki en kötüsünü o yaptı. Her insanı affetmeyi öğreti. Ve kader bunları hiç bana sektirmedi.
Ne can yazabildi gülüşünü
Nede yusuf anlatabildi gözlerini
Suyun rengine benzer aşkın tarihsizliği
Kaç şair geceyi sabah eyledi
Sırf seni anlatabilmel için
Ve kaç mürekkep tüketti sırf senin için
Ama unuttukları birşey vardı
Çünkü seni sevmek başka birşeydi
Seni sevmek neye benzer bilirmisin
Seni sevmek Dar ağacına gülümseyerek giden denize benzer
Serhatın mızrabına
Ve seni sevmek neye benzer bilirmisin
Seni sevmek özgürlüğü koşan
Evrime benzer fiyama benzer berçeme benzer..