‘Yarınlar bölerken uykularımı,
Usulca sızlayan sancılarım var.
Bilemezsin yüreğimdeki acılarımı,
Yarların içinde yaralarım var.’
Firari, okuyucuya ana karakter Selim aracılığıyla aktarılıyor. Kitabın ilk bölümü olan Kaçış’ta, Selim'in ‘malikanem’ dediği dağ evinde, doğanın güzellikleriyle hem iç içe geçiyoruz hem de hikayeye giriş yapıyoruz.
İkinci bölümde, Selim'in Kabus’una ortak oluyoruz; sevdiği kadını kaybetmesinden sonra geçirdiği zamanlara, akıl hastanesindeki günlerine dönüyoruz. Hastanede kaldığı sürece mistik bir şekilde katillerin zihninde robot resimlerini çizen Selim, bir intikam planı hazırlar. Burada olması da mı planın bir parçası, yoksa?
Kasaba'da yaşayan taksi şoförü Erdal'ın da olaya dahil olmasıyla intikam planı artık şekilleniyor. Erdal ve Selim, hayattan sevdiklerini koparanlardan intikamlarını almak için bir yola çıkıyorlar. En büyük destekçisi, köpek Şanslı oluyor.
Erdal'la ne oldu? Selim’in sevdiği kadın olan Sevda kaza kurşununa mı gitti? Hikaye ile ilgili birkaç cevapsız sorum var; belki de bu kitabın devamının gelmesine işarettir, kim bilir?
Öncelikle yeni bir yazar keşfettiğim için çok mutluyum. Yazarın kalemi oldukça güzel ve akıcı. Kitap su gibi akıp gidiyor.
Kitabın içeriğine gelirsek eğer, kitap kız arkadaşını silahlı bir saldırıda kaybeden Selim'in yaşadığı şeyleri anlatıyor.
Selim'in intikam hırsının yaşamına yön vermesini kitapta okuyoruz.
Yazarımızın ilk ve tek kitabı olmasına rağmen gayet başarılı bir kitap. Okuduğunuz zaman pişman olmayacağınız bir kitap. Çokça tavsiye ederim. İyi okumalaaaar.
Esas oğlumuz kız arkadaşının öldürülmesinin ardından kendini ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde bulur. Selim kimseyle konuşmadığı, iç sesiyle konuştuğu ve sanrılar gördüğü aylardan sonra en yakın dostu Tuna'nın hastaneye gelerek onu hastaneden çıkarması ve biraz kendini toparlaması için bir dağ evine göndermesiyle herkesden uzak bir yaşam kurar kendine. Günler geçtikçe bu ortama çokça alışır ve bağlanır. İhtiyaçlarını almak için gittiği kasabadan dönerken artık yalnızlığına ortak bir köpeği ve eşyalarını dağ evine götürmek için ona destek olan Taksici Erdal vardır heybesinde. Bu tesadüfler güzel dostluklarınında başlangıcı olur. Yalnız Erdal'da gözle görülür bir tedirginliktir vardır.
Selim kendini toparlayabilecek mi?
Erdal sırrını söyleyebilecek mi?
Selimim sanrıları hayal mi yoksa gerçek mi?
Soruların cevabı için hele de muazzam bir doğa sevdasına ortak olmak için kesinlikle tavsiyemdir.
Yazarımızın kitabı sondan başa doğru yazmış olması başta zorladı beni yalan söyleyemem. Ama o kadar güzel bir ortamdan bahsediyordu ki bu benim için önemsiz bir detay olarak kaldı. O dağ evinde kalan, orman içinde yürüyüşler yapan, dere kenarında dinlenen bendim sanki. Ve o satırları okurken ihtiyacımın tamamen böyle bir ortam olduğuna kanaat getirdim. Bu kitapta sadece doğa aşıklarını doyuracak bir anlatım yok. Sevda var, sırlar var, kabulleniş var, intikam var.. Daha neler var neler...