Karanlıkta dile getirmekten çekindiğiniz hakikat, birgün aydınlıkta işitilecek ve gizli mekânlarda öğrendiğiniz inancı, bir gün çatılardan haykıracaksınız..
Dur..Işıkta kal.. Karanlıkta sana cevap yok..
Vaktiyle “meleklere öğretmen”lik yapan
ve üstelik ateşten yaratılmış olduğu için gurur duyan şeytan,
bu emre itaat etmez ve lanetlenir. Hallaç ve ondan sonraki bir çok
sufi, şeytanı, birliği tanıyan yegâne yaratık olarak övmüşlerdir.
Şeytan, Tanrı’dan başkasına nasıl secde edebilirdi? Burada oldukça
girift bir mesele ile karşı karşıyayız. Tanrı, şeytanın Âdem’e
secde etmesini emretmişti; fakat, kendisinden başka kimseye secde edilmemesini emreden de O değil miydi! Şeytan bu ikilemden
nasıl sıyrılabilirdi? Özünde şeytanın itaatsizlik etmesini isteyen
Tanrı idi; yoksa o kendi iradesiyle emre itaatsizlik edemezdi.
Gerçek âşık, sevgiliye itaatkârdır ve sevgiliden yüz çevirmek yerine,
o n u n lanetini bir şeref nişanesi olarak kabul eder. Hallac’m
bazen kendine de atfettiği şu mısralar, şeytanın çıkmazını tasvir
etmek açısından dikkate şayandır:
Elleri bağlı denize attı ve seslendi:
Dikkat et, su ıslatmasın seni!