Baktık umutlarımız boşa çıktı,
Olan oldu, çareler tükendi,
Üzüntü de son bulmalı artık.
Gelip geçmiş bir derdin yasını tutmak
Yeni derdi davet etmektir.
Kaderin ettiğine sessizce katlanan
Bir bakıma onu yenmiş olur.
Evin soyulduğu halde gülebiliyorsan,
Hırsızdan bir şey çalmış olursun sen de.
Oysa boşu boşuna üzülmek
Senden bir şeyler götürür mutlaka.
Hayat bizim suskunluğumuzda söyler şarkısını ve uykumuzda düş görür. Yenik düştüğümüzde ve aşağılandığımızda bile, Hayat yükseklerde kurar tahtını. Ağladığımızda da, Hayat güne gülümser ve biz zincirlerimizi sürüklesek bile, o özgür kalır.
Hayat böyleydi işte! Ne kadar boş, ne kadar kısaydı... Sadece hayattakilerin canı acırdı. Öldükten sonra acı duyulmazdı. Ölmek, uyumak demekti. Durmak, istirahat etmekti. O halde neden ölmeye razı olmuyordu?