En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler ; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu ; bitirdi , yıktı beni.
“Sonra unutacaklar. Unuttukları için de unutulacaklardır. Kendi güzelliklerini de -eğer bir güzellikleri varsa- unutacaklardır. Yalnız sizin içinizde yaşayacaklardır: bunu bilmedikleri için de, yaşadıklarını da bilmeyeceklerdir. Alışkanlıktan başka bir şey bilmedikleri için, sizin de yokluğunuza alışacaklardır.”