Artık demir almak günü
Gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi
Kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş
Gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta
Ne mendil ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu
Seyahatten elemli
Günlerce siyah ufka
Bakar gözleri nemli
Bizim kapı dost kapısı
Girene canımız kurban
Selam muhabbet tapusu
Verene canımız kurban
Nefisten soyunduk tül tül
Gitti beden kaldı gönül
özümüz bağ sözümüz gül
Derebe canımız kurban
Hayat kilin çile nakış
Dokuyoruz iniş yokuş
Marifet manaya bakış
Görene canımız kurban
Tohum saç bitmezse
Toprak utansın
Hedefe varmayan
Mızrak utansın
Hey gidi küheylan
Koşmaya bak sen
Çatlarsan doğuran
Kısrak utansın
Ustada kalırsa bu
Öksüz yapı
Onu sürdürmeyen
Çırak utansın
Ölümden ilerde
Varış dediğin
Geride ne varsa
Birak utansın
Ne çok düşünüyoruz..
O ne demiş, yarın ne olacak, bu gemi böyle yürür mü, bu devran döner mi?
Belki de ihtiyacımız olan tek şey Aldırmamaktır.
aldırmasın yüreğimiz. Olacak olan olsun artık bizim için öylesi daha iyi belki de...
İnsan bir şeyleri ne kadar isterse istesin, o şeyler asla kendiliğinden çıkıp gelmez. İnsan bir şeylerden özel olarak uzak durmaya çalıştığında ise, o şeyler kendiliğinden insanın üzerine üzerine gelir." der. Öyleyse ne dilediğimize değil de nasıl dilediğimize dikkat etmeli
Peyami safa, yoksulluk ve hastalıklarla geçen çocukluk döneminde düzenli bir tahsil hayatı olmamıştır.
Memur olarak çalışırken, bir taraftan da kendisini yetiştirmiştir
62 yıldan geriye kalan miraslar;
Fatih harbiye
Yalnızız
Bir tereddüdün romanı
Matmazel noralyanın koltuğu
Gündökümü dergisinin 3.Sayısı çıkmıştır almak isteyenler bana ulaşabilir
Gündökümü dergisi kütüphane yaptıran dergidir dergi gelirlerin hepsi kütüphane yapımında kullanılıyor
Eğer sizde kütüphane yapımında katkı sağlamak isterseniz bana ulaşabilirsiniz
Bazen takılıp kalıyoruz. Bir yere bir insana bir işe vesaireye. Sanki hiç kurtuluş yokmuş gibi geliyor. Zihnimizde inşa ettiğimiz cam kafeslerin içindeyiz. Parmaklıklar görünmüyor hâliyle