Beşer

Beşer
@Mubtediiii
31 October 1997
116 reader point
Joined on April 2020
Bilmez misin ki Hakkı arayan kimse her şeyden kopup ayrılır. O, yaratılan her şeyin Allah ile arasında bir perde olduğunun farkındadır. Neyin yanında durursa o Allah'a perde olur...
Sayfa 46
Reklam
"O kimse, bu hâl ile bir nazarda idrak eylediğini, dil ile yıllarca anlatamaz. İdrâk ve şuurun, bir an derûnunda hissedip duyduğunu, kulak, yıllarca dinlese anlayamaz!" "Ey sâlik! Sen rûhunun derinliklerine yönel! Ve her şeyi kendinde bulmaya azmet! Sen öyle bir câmiu'l-keun sin (kâinatın özü ve özetisin) ki ben, sana lâyık olan senâ yı yapmaktan âcizim!.."
Sayfa 324
Salmân-ı Farisi (r.a) sözlerinden; Üzerinde Rabb'inin, kendinin, ailenin, komşularının hakları vardır sahiplerine vaktiyle haklarını vermelisin.
Sayfa 39

Reader Follow Recommendations

See All
Ruveym, tasavvufu şöyle tarif eder: "Tasavvuf, nefsi murâd-ı ilâhîye teslim etmektir..." Kulluk, teslimiyettir. Çünkü Allah, kulunun kendisinden başkasına kul olmasını istemez. Hevâ ve hevesinin pençesinden kurtulmasını arzu eder.
Sayfa 319Kitabı okudu
"Allah yolunda ateşe girmek vardır. Lakin ateşe atılmadan önce, kendinde İbrahimlik vasfı olup olmadığını araştır! Çünkü ateş seni değil, İbrahimler'i tanır ve yakmaz!" Hazret-i Mevlânâ
Sayfa 317Kitabı okudu
Reklam
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinden Namaz Hususunda Nefsimize Beş İkaz Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri "Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîm'inde yüz yerde edâsını emrettiği namazdan daha büyük bir hakikat olsaydı, imandan sonra onu emrederdi" demiştir. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle: "Kainatta en yüksek hakikat
"Namazın manası; Cenab-ı Hakk'ı tesbih, tâzim ve şükürdür" denilerek, "tesbih, hamd ve tekbir"in namazın çekirdekleri hükmünde olduğu ve bu sebeple namazdan sonra otuz üçer defa tekrar edilerek namazın manasını takviye ettiği belirtilmiştir.
Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle: "Kainatta en yüksek hakikat imandır. İmandan sonra namazdır."
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri "Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîm'inde yüz yerde edâsını emrettiği namazdan daha büyük bir hakikat olsaydı, imandan sonra onu emrederdi" demiştir.
"Madem nefsim emmâredir. Nefsini ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez. Öyle ise nefsimden başlarım."
Reklam
Hâlık'ın nâ-mütenâhî adı var, en başı: Hak. Ne büyük şey kul için hakkın elinden tutmak! Hani, Ashâb-ı Kirâm, ayrılalım derlerken, Mutlaka Sûre-i Ve'l-Asr'ı okurmuş, bu neden? Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-i felâh; Başta îmân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh, Sonra hak, sonra sebât, işte kuzum insanlık. Dördü birleşti mi yoktur sana hüsrân artık. - Mehmet Âkif Ersoy
Hazret-i Mevlânâ şöyle buyurur: "Kur'ân-ı Kerim, peygamberlerin hâl ve evsâfıdır. Kur'ân-ı Kerîm'i huşu ile okuyup tatbik edersen, kendini peygamberler ile, veliler ile görüşmüş farzet! Peygamber kıssalarını okudukça ten kafesi, can kuşuna dar gelmeye başlar!" "Biz bu ten kafesinden ancak bu vâsıta ile kurtulduk. O kafesten halâs olmak için, bu yoldan, yani tevhid tarîkından başka çâre yoktur!.." "Rüzgârın Âd kaumine ne yaptığını görmedin mi? Suyun da Tufân'da ne yaptığını işitmedin mi?" "O kin denizinin (Kızıldeniz'in) Firavun'u nasıl helâk ettiğini; Kârûn'un nasıl yerin dibine geçtiğini, Ebâbîl kuşlarının fil ordusuna ne yaptığını, tanrılık iddia eden Nemrûd'un başını küçücük bir sineğin nasıl yediğini, Hazret-i Lût'un ahlâksız kavmi üzerine taşların nasıl yağdığını ve onların nasıl karanlık ve mülevves bir su gölüne gömüldüğünü bilmiyor musun?" "Dünyadaki cansız zannedilen varlıkların (cemâdâtın) sanki akıllı insanlar gibi peygamberlere yardım ettiklerini uzun uzadıya söylesem, Mesnevi o kadar büyür ve o derece hacim peydâh eder ki, kırk deve onu taşımaktan âciz kalır..."
"Hak Teala'nın açmış olduğu kapıyı kapamaya ve açmamış olduğu kapıyı dahi açmaya kimsenin gücü yetmez." Allah'ın, insanların iyiliği, kurtuluşu için açmaya devam ettiği rahmet ve merhamet kapılarını, hayır, yağmur, rızık, vahiy, hidayet, dua, yardım, sağlık ve tevbe kapılarını kimse tutup, kapatamaz. Onun tutup engellediği rahmet ve merhamet kapılarını da, onun dışında, kimse açıp, rahmet ve merhamet yağdıramaz. Kudretli, hikmet sahibi ve hükümran olan O'dur. - Fâtır, 2
Sayfa 233
"Ya Rabbi! Eğer bana ömür verip yaşatacaksan, kardeşlerim için yaşat ki onlara hizmet edeyim. Yoksa hemen canımı al. Sana kavuşayım. Ben, dünyanın hiçbir metaını istemiyorum."
Sayfa 168Kitabı okudu
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.