Charles Dickens'in okuduğum ilk romanı. Kitap üslup olarakta, yazım dili olarakta, oldukça sade bir dili olmasına rağmen çok farklı ve şaşırtıcı imgelerle ilerliyor.
İki Şehrin Hikayesi'ni bir dönem romanı olarak görmemek gerekiyor. Her ne kadar Fransız Devrimi yıllarında geçsede.
Kitabın en etkileyici yeri bence (edebi açıdan da böyle) ilk paragrafıydı.
"Zamanların hem en iyisi hemde en kötüsüydü; bilgeliğinde çağıydı aptallığında; hem inanç hem de kuşku devriydi; Işığında asrıydı karanlığında; hem umut baharıydı hem de umutsuzluk kışıydı; hem her şeye sahiptik hemde hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz hem doğrudan cennete gidecektik hem de doğrudan öbür tarafa; kısacası, en gürültücü otoritelerin, iyi yada kötünün kıyısında, yalnızca üstünlük dereceleri konusunda, ısrar ettikleri o dönem şimdiki dönemden pek de farklı sayılmazdı."
Okunmalı.!