Mustafa Toy

Mustafa Toy
@Mustoy
PDR
Lisans
Ceyhan
16 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
HAYAT ÇİÇEĞİ
Brezilya'daki kimi yerliler "Kaç yaşındasın? diye sormak yerine," Yaşamın kaç kez çiçeklendi?" diye sorarlarmış. Çiçeklerin açtığını kaç kez gördüysen, gözünün önünden geçen bahara kaç kez dikkat kesildiysen o yaştasın. Takvim yaşın yetmiş, yetmiş beş, yüz olabilir; ama çiçeklerin açtığını kaç defa gördün, kaç defa çiçeklere dikkat kesildin? Eski Türklerde de böyle bir şey varmış: "Kaç yaşındasın?" sorusu yerine, "Ömründe kaç bahar gördün?" derlermiş.
Sayfa 196 - Kemal SAYARKitabı okudu
Reklam
AH ETMEK ve YANMAK...
Yanmak deyince de İran edebiyatında çokça kullanılan pervane metaforu geliyor aklıma. Işığın çevresinde dönen pervane bize aşkı göstermeseydi onu nasıl bilebilirdik? Şem' ve pervane metaforundan şöyle bir sonuca varıyorum: Yanmak bilmektir. Yanmayı göze alan bilir. Eğer kanatlarını kandilin ateşinde yakmayı göze alıyorsan, kendini o ateşe atmaya gönüllüysen, asıl baki olan da fani olmayı göze alıyorsan bilmeye layıksın demektir. Bu manada bilmek cesaret işidir; ah edebilme işidir. O ah da çok derinden çıkmalı, ciğerden gelmeli ki insan yanmakla bilsin.
Sayfa 177 - Kemal SAYARKitabı okudu
EV ve EKRAN...
Bir sosyolog evi betimlerken şu tabiri kullanmış: Çok amaçlı eğlence merkezi. Herkes bir ekranın karşısında eğlenerek rahatlıyor. Birbirine sokularak değil de soğuk bir ekranın karşısına geçerek onda teselli arıyorlar. Bu da parçalanmayı beraberinde getirebiliyor ve bizi evden mahrum bırakıyor. Burada evden kastım, hem bizi saran, kuşatan ve çevreleyen yuva hem de emniyet duyduğumuz, aidiyet hissettiğimiz kültür ve uygarlık... İkisi de birbirinin mütemmim bir cüzü.
Sayfa 90 - Kemal SAYARKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İLÂHÎ HAKİKATLER...
Blaise Pascal'ın çok sevdiğim bir sözü var. Diyor ki:"İlahi hakikatler, zekadan kalbe değil, kalpten zekaya doğru giderler." Yani Tanrı'yı hisseden, kalptir. Tanrı buyruğu şöyle diyor:"Vaktiyle beni bulmasaydın şimdi beni aramazdın." Zaten Tanrı' nın içinde olduğumuz için onu arıyoruz,bu sözden böyle bir çıkarım yapıyorum.
Sayfa 35 - Kemal SAYAR.Kitabı okudu
ÇOCUKLAR ve HAYAL GÜCÜ ile BENLİK GELİŞİMİ...
Çocukların hayal gücünü geliştiren en önemli aktivite kitap okumak ve masal dinlemekir. Bir çocuğa kitap okumak veya masal anlatmak sadece okumak ve anlatmaktan ibaret değildir, aynı zamanda hikayenin devamını çocuğun tamamlamasına öncülük etmektir. Çocukların anne-babalarından dinlediği hikayeyi kendi zihinlerinde tamamlaması benlik gelişimine katkı sunar.
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
ÇOCUK YETİŞTİRME...
Kişisel olarak, potansiyelini hayata yansıtan çocuklar yetiştirmenin kritik iki ön koşulu olduğunu düşünüyorum: Sabır ve şefkat. Sevgi kelimesinden özellikle kaçınıyorum, çünkü birçok aile sağlıksız sevgisiyle çocuklarına zarar veriyor.
Sayfa 227Kitabı okudu
BİLGE ÖĞRETMEN ve BAHÇIVAN...
Ehil ve bilge öğretmenler bahçıvanları taklit eder. Gelişigüzel kıyaslamaz, her bitkinin doğasını kabul eder. Meyve veya çiçek vermesi için acele etmez ve hepsine aynı miktarda su vermez, çünkü herkese eşit davranmanın adalet olmadığını bilir. "Eğitmek doğru tepki vermektir."
Sayfa 210Kitabı okudu
HAYAT EN ÇOK İYİLERİ KIRAR...
Hayat en çok iyileri kırar. Çünkü insanlara güvendiğiniz zaman hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır. Bu söylediğimin alternatifi, insanlara güvenmemek değildir. İnsanlara güvenmemek sürekli diken üzerinde yaşamayı gerektirir. Hayal kırıklıkları hayatın bir parçasıdır. "En çok iyiler kırılır," sözüyle kastettiğim gerçeği kabullenmenin gerekliliğidir.
KENDİMİ İYİLEŞTİRMEK
Bir sır değilse de, bunca yıldır yaşadıklarımdan fark ettiğim bir şey var: İnsan, bir şeyi ancak severek anlayabiliyor.
Sayfa 121 - Duvarlar YapbozuKitabı okudu
HİÇBİR DİLE SIĞMAZ BİR ÇIĞLIK...
Dikkatimi ölçüyor kuşlar kondukları çatılarda Oysa hiçbir haz haylamaz beni, hiçbir yeni huy, hiçbir heyecan Nedir bir söğüt için söz gelimi yaşadığımız şu hayatın anlamı Bu taşa kim tebeşirle kendi adını korkusuzca yazdı Hangimiz nasıl bir çırpıda dibi hiç görünmeyen o kuyuya Kimsenin bilmediği sırları taşıyan sözleri sakınmadan fısıldadı.
Reklam
SONUNA YETİŞECEK NASILSA HERKES...
Kim geç kalmışsa bineceği trene, bir çınar, bir ıhlamura takılır gözleri ya da yeşil bir bavula gözlerinde mahcup, gözleriyle ihtiyar binlerce şimşek yağmurları çağırır ya bir film seyredilir nihayet ya bir ölüm hüzün hiç durmaz, raylar boyunca yürürken üşür.
GÜZELLİK...
Güzellik bir gecikmedir, geç gelendir. Güzel bir anlık parlama değildir, gün batımındaki kızıllık gibi gün sonunda ortaya çıkan sakin bir aydınlıktır. Bu çekingenlik onun asaletindendir...Uzun sürme ve yavaş olma güzelin yürüyüş tarzıdır. Güzellik ile dolayımsız temas yoktur. Daha ziyade yeniden karşılaşma ve yeniden farkına varma ile meydana gelir. En soylu güzellik türü yavaş yavaş içe işleyen, insanın adeta hiç fark etmeden beraberinde taşıdığı ve rüyasında yeniden karşısına çıkan, ama sonunda uzun süre alçakgönüllülüğü ile yüreğimizi yararak bizi tamamen ele geçiren, gözlerimizi yaşlarla, yüreğimizi özlemle doldurandır...
Hayatta kalmanın yeri...
...Bundan dolayı artık bu çağda, yaşamak için fazla ölüyüz ve ölmek için de fazla diriyiz...
Yeni bir başlangıç için zamana ihtiyaç duymak.
Yeni bir başlangıca her zaman hazır değilizdir. Güç düğmemizi istediğimiz gibi açıp kapayamayız. Zamana ihtiyaç duyarız. Tekrar denemeden önce bir süre durmak, geri çekilmek, hatta tamamen donmak için. Bu defa bir zil çalmıştı sanki. Wande'nin üzgün olmak ve işitilmek için kendine verdiği izin, yaşadığı problem, yaptığı seçim ve aldığı karar arasında bir uyum, bir enerji birikimi olmuş, o da düğmeye basmıştı. Güm.
Sayfa 54 - YewandeKitabı okudu
Büyümek Gelişmek ve Bir Oluş Süreci.
Ömrümüz boyunca büyüyüp gelişiriz. Her zaman bir oluş sürecindeyiz. Vardığımız bir yer yoktur, ama gittiğimiz yönü biliyorsak, gelişme ve başarma şansımız artar - anlamlı, var olma sebebi ve aidiyet duygusu içeren, sevdiğimiz ve sevildiğimiz bir hayat yaşayabiliriz.
Sabırsızlık çağı...
...Sabırsızlık çağında beklemek sanatını kaybetmiş bulunuyoruz. Dikkatler her zamankinden fazla uçucu, pek çok insan karşısındakinin konuşmasını bitirmesini dahi bekleyemiyor. Ani tatmin duygusunu geciktirebilen insanların hem ilişkilerinde hem de girişimlerinde daha başarılı olabildikleri biliniyor. Daha esaslı bir ödül için ani tatmini erteleyebilen çocuklar, hem sosyal ilişkilerinde daha başarılı oluyor hem de daha fazla zeka ve daha az suç oranı gösteriyorlar. Böylece hayatlarının dizginlerini ellerinde tutabiliyorlar. Sabır, zamanın kaçınılmaz akışıyla korkmadan yüzleşebilmektir. Hayatın günlük rutini içinde ebediyetin parıltılarını hissetmek....
Sayfa 48 - Nezaket, sabrın evladıdır. Sabreden öğrenir.Kitabı okudu
Reklam
Sevgi Şefkat Eğitim Bilgi Zeka üzerine...
"Bu, bütünüyle doğru değil," dedim yavaşça. "Ama ben zekanın tek başına hiçbir anlam taşımadığını öğrendim. Burada, sizin üniversitenizde zeka, eğitim ve bilgi büyük idoller haline gelmiş. Ama şimdi biliyorum ki, hepinizin atladığı birşey var: Sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez. "
Sayfa 262 - Bayan Profesör NemurKitabı okudu