Muhammed Yunus

Kanunlara itaat eden her düzgün insanın mutlaka ahlaklı bir insan olması gerekmez. Davranışlarındaki resmi doğruluk, bir alışkanlık ya da korku eseri de olabilir. Alışkanlık, hele de korku, ahlaki değildir. Yalnızca bilinçli bir şekilde davranmak gerçek anlamda ahlakidir.
Reklam
Hakiki erkekler kaba değildir. Duyguları vardır ve onları göstermekten çekinmezler.
"Evet, unutmak büyük bir mutluluktur, o olmadan yaşamak mümkün olmazdı." (Lev Tolstoy)

Reader Follow Recommendations

See All
(Puşkin, Hatıralar)
Oysa hayaller kayniyor: o geç saatlerde Ağır sanılar yığını büsbütün boguyor beni Ve hatıralar acıklı ve sessiz Ruhumun önünde diziliyor tek tek. Ne duayı ne bedduayı seçiyorum Sitem ve gözyaşı akıtıyorum sade Oysa hüzünlü dizeleri yıkamak namümkün.
Arzusuz bir hayat düşünülebilir mi? Hayat ve arzu aynı şey değil midir? Bir arzuyu zapt etmek istediğinde bile bu yine bir arzudur. Düşünce ve arzu durdurulamazdır.
Reklam
Roman okurken oluşan resim okurun kafasının içindedir, film izlerken ise resim beyaz perdededir. Sözün kısası, okumalıyız; sinema asla okumanın yerini alamaz.
Tembel insanlar bekleyebileceğimiz gibi başkalarının nefretine maruz kalan insanlar değildir, çünkü rahatlıklarından ötürü hırs ve hesapçılıktan da uzaktırlar.
"Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın.." (Enfâl:60) ayeti celîli ile asrına göre düşmanı korkutacak derecede harp araç ve gereçlerinin hazırlanmasını farz kılmış.
Mesela bazı beldelerde sarığın rengi, alâmeti farika sayılırdı. Gök renk (mavi) Nesaraya (Hristiyanlara), sarı renk Yahudiye alâmet vaz olunmuş, beyaz renk de müslümanlara tahsis edilmişti.
Binaenaleyh bizim zırhlıda başka devletlerin bayrağını görenler o zırhlının bizim olmadığına hükm edecekleri gibi şapka haç ve sair küfür alâmeti giyen ve takınanların İslâmî milliyetten çıkıp kâfirler sınıfına iltihak etmiş olduklarına hükm ederler.
Reklam
Ve yine şeriatta küfür alâmeti sayılan şeyleri helal kılan veya haram olduğunu alaya alanların küfrü şüphesizdir.
Şu halde İslâmiyet iddiasında bulunanların dinî kaideleri yalnız evrak ve kitablarda hıfz etmeleri hiçbir fayda temin edemiyeceği gibi diyanetin iktizası üzere bedenî sinir ve azalarını tahrîk etmedikçe sırf itikat ile istenen maddî ve manevî faydalar meydana gelmez.
"Her kim bizim şu işimizde, yâni dinimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse o şey merduttur."
Daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşunun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum.
530 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.