Muhammed Yıldız

Manevi lezzet insana okyanusvari bir duygu veriyor. Sonsuzluktan bir tat çalınıyor ağzınız. Bir anda Yaratıcı'yla ve âlemle bütünleşiyorsunuz. Hayat yolculuğumuz bir anlam kazanıyor. Şiirler, ilahiler, varlık üzerine tefekkür etmek, şükretmek, insana okyanusvari bir deneyim yaşatıyor. O deneyim, o manevi haz da dünyada başka hiçbir şeyle mukayese edilemeyecek kadar güzel.
Reklam
Yoksulluk İçimizde
Yoksulluk İçimizdeMustafa Kutlu
8/10 · 10.7k reads
200 syf.
·
Not rated
·
Read in 17 days

Reader Follow Recommendations

See All
"Kadim öğrettiler etik ve karakter gelişimi üzerinde çok dururlardı. İnsanın manevi olarak kendini olgunlaştırması, erdemlerinin geliştirilmesine odaklanırlardı; fakat günümüz psikoloji akımları, insanı erdemlerini geliştirmeye değil; dış dünyada savaşmaya, rekabet etmeye, ayakta kalmaya teşvik ediyor." Yani bizi bir tür biriktirmek, olgunlaşmak, demlemek, kendini bilmek yerine; önüne çıkan engelleri aşmak, yenmek, ileri gitmek gibi daha maceracı bir anlayışa sevk ediyor.
Reklam
Akıl, önce Tanrı'yı inkâr etmiş, sonra ters bir gradasyon sistemine uygun olarak insanı ve hayatı inkâr etmiş, nihayet her şeyin bir mekanizmadan, oyundan, moleküler güçlerin karşılıklı etkileşiminden ibaret olduğunu tespit etmiştir. Akıl, dünyada kendisinden(mekanizma ve sebep sonuç ilişkisi) başka hiçbir şeyi keşfedememiştir.
Medeniyet, bilhâssa anneliği aşağılamıştır. Hiç tereddüt etmeden satıcı, manken, eğitici (diğer çocuklara), sekreter, temizlikçi gibi meslekleri annelik vazifesine tercih etmiştir. Medeniyet, anneliği kölelik ilan etmiş ve kadına bundan kurtuluş vadetmiştir. Medeniyet, kaç kadını aileden ve çocuktan ayırarak( ona göre özgürleştirerek) bir memur ya da işçi yaptığı ile ilgili bilgileri büyük bir gururla ilan etmektedir. Bunun tam tersine bütün kültür, ezelden beri anneyi yüceltmiştir. Anneyi bir sembol, bir sır, kutsal bir varlık addetmiştir. Kreşlerle birlikte huzur evleri de gelmektedir. İkisi de aynı düzenin bir parçasıdır ve aynı çözümün iki ayrı aşamasını temsil etmektedir. Kreşler ve huzurevleri suni doğumu ve suni ölümü çağrıştırmaktadır. İkisinin de özelliği konforunu ön planda olması, sevgi ve sıcaklığın bertaraf edilmesidir. İkisi de aileye muhalif konumda yer almakta ve insan hayatında kadının rolünün değişmesinin bir sonucu olarak karşınızda durmaktadır. İkisinin de ortak öncülü anne babalık ilişkisini adım adım bertaraf etmektir. Çocuklar kreşte anne babasızdır, huzurevlerinde anne babalar evlatsızdır. İkisi de medeniyetin 'harikulade(!)' ürünlerdir ve her ütopyanın idealidir.
Sayfa 303Kitabı okudu
Muhammed Yıldız
@Myldz45·Thinking of reading a book
276 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.