Cengiz Aytmatov, Toprak Ana' da aşkı, savaşı, emeği ve onun ekmeğe dönüşünü; geleneklerin bir kadın tarafından nasıl delindiğini, namus kavramının insan olmanın, zaaflara sahip olmanın karşısında nasıl yeniden şekillendiğini ve sorgulandığını naif ama sarsıcı bir dil ile gösteriyor. Bir solukta okudum diyemem, acıtan kelimeleri içime sindirmeye çalışarak okudum. Bunu başka bir kitap için yapamazdım belki de hele şu sıralar... Ama edebi bir dil ile sanatsal anlatımını koruyarak çok zor konuları dile getirmiş Aytmatov, her zaman olduğu gibi bir dil ustası ve kurmaca mucidi kendisi. Konusu sıkabilir belki ya da anlatılanları günümüz gerçekliği ile bağdaştırmak zor gelebilir. Ama kesinlikle; başka coğrafyaların kaderine, hayata, toprağa, ekmeğe ve emeğe, elbette aşka bakışınız farklı olacak bu kitabı okuduktan sonra. Mutluluk kelimesi de farklı bir anlam kazanacak üstelik. Mutluluk kendi tarlanı ekip biçmek kadar basit bir şey belki de...