"bazen dünya haritasının önüme serilmiş olduğunu ve senin bu haritanın üzerine boylu boyunca uzandığını düşünüyorum. o zaman benim hayatımda yalnızca senin örtmediğin ya da ulaşamadığın bölgeler kalıyor. yalnızca oralara gidebilirim."
"...benim için böylesine belirleyici bir insan olan sen, bana dayattığın davranış kurallarına bizzat kendin uymadığın için ezici bir boyut kazandı bunlar. bu yüzden dünya benim için üç bölüme ayrıldı; benim, yani kölenin yalnızca benim için icat edilmiş ve asla bilemediğim bir nedenle asla tümüyle yerine getiremediğim yasaların boyunduruğu altında yaşadığı bir bölüm, sonra senin yöneterek, emirler yağdırarak ve benimkinden alabildiğine uzak bir ikinci dünya ve nihayet tüm diğer insanların, emirler ve itaatten bağımsız, mutlu yaşadıkları üçüncü bir dünya. daima utanç içindeydim, ya senin emirlerine uyuyordum, ki utanç vericiydi bu, çünkü bu emirler yalnızca benim için gerçerliydi ya da dik kafalıydım, ki bu da utanç vericiydi, çünkü sana karşı nasıl dik kafalı olabilirdim veya emirlerini yerine getirmeyi beceremiyordum, çünkü sözgelimi senin gücüne, senin iştahına, senin becerine sahip değildim, yine sen bunları sıradan bir şeymiş gibi talep ediyordun benden; tabii ki en büyük utanç da buydu. çocuğun düşünceleri değil ama duyguları böyle etkileniyordu."
"Çok sevgili babam, Geçenlerde bir ara, neden senden korktuğumu savunduğumu sormuştun. Her zaman olduğu gibi sana verecek yanıt bulamamıştım; bunun nedeni kısmen sana karşı gerçekten duyduğum korku, kısmen de bu korkuyu gerekçelendirmek için konuşurken aşağı yukarı bile olsa toparlayamayacağım kadar çok ayrıntının gerekiyor olmasıdır. Sana burada yazılı yanıt vermeye çalışsam, yanıtım epeyce eksik kalır, çünkü yazarken bile korkum ve bunun sonuçları beni senin karşında durduruyor, çünkü konunun boyutu belleğimi ve aklımı fazlasıyla aşıyor."
Senin bu alışılmış açıklamalarında doğru bulduğum
tek nokta, birbirimize yabancılaşmamız konusunda senin tümüyle suçsuz olduğuna benim de inanıyor olmam.
Ama tıpkı senin gibi, ben de tümüyle suçsuzum
Ancak bir çocuk olarak bana yönelttiğin her söz, benim için neredeyse bir Tanrı emriydi, onu asla unutmazdım, dünyayı, özellikle de bizzat seni yargılarken elimdeki en önemli araç olmayı sürdürürdü böylesi sözler ve o noktada sen mutlak bir başarısızlığa uğrardın. Çocukken seninle en çok yemekte birlikte olduğum için, dersinin büyük kısmı yemek