Bütün bu yazdıklarımın tatsız bir etki yaratacağına da eminim, zira hepimiz yaşamla bağını az ya da çok kaybetmiş, kör topal idare eden insanlarız. Hatta yaşamdan öylesine kopuğuz ki, gerçek “canlı hayata” karşı adete tiksinti duyuyor, bize hatırlatılmasına dahi katlanamıyoruz. Öyle bir hale gelmişiz ki, gerçek “canlı hayat” bize adeta bir iş, bir ödev gibi görünüyor, onu kitaptan öğrenmeyi yeğliyoruz. Peki neden bazen telaşa kapılır, kimi kaprisler, çılgınlıklar yaparız? İstediğimiz nedir? (s.138)
Bu soruların ve daha fazlasının cevabı bu kitapta gizli. Ayrıca kitap, Dostayevski’ye dair birçok otobiyografik detaylarla da dolu, bu bile eseri okunmaya değer kılıyor.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim bundan önce farklı iki yayınevinden daha Dostayevski’nin kitaplarını okumuştum ve benim için faciaydı diyebilirim. Bu iki kitaptan sonra İş Bankası Kültür yayınları ilaç gibi geldi. Yayınevi konusunda tereddütü olanlar gönül rahatlığıyla bu yayınevini tercih edebilirler.
