Okurgezer
Okurgezer
@Nagihan05
Biz büyüdük ve kirlendi dünya...
Çocuk gelişimi -Sosyal hizmet
Lisans
Kastamonu
Amasya, 7 July
457 reader point
Joined on December 2020
Okuma Hedefleri
"Bu dünyada her şey siyah beyaz değildir. Bazen iyi insanlar da hata yapar. Bazen masum insanlar yapmadıkları şeyler yüzünden içeri tıkılırlar. Bazen de gerçekten kötü olanlar yaptıkları şeylerin bedelini asla ödemek zorunda kalmazlar."
Özel dedektif olduğunuzu düşünün. Gizemli olayları çözmek, gerçekleri ortaya çıkarmak sizin işiniz. Sıradan bir gün bir cafede oturmuş bir şeyler içerken, maillerinizi kontrol ediyorsunuz ve bir maili açıyorsunuz. 25 yıl önce kaçırılan 3 yaşındaki bir kız çocuğuna ait bir fotoğraf çıkıyor karşınıza. Buraya kadar her şey normal görünüyor değil mi? Fotoğrafa dikkatli bakınca şaşırtıcı bir gerçekle yüzleşiyorsunuz. Çünkü o fotoğraftaki çocuk sizsiniz.
Çocukken kaçırılmış olduğu gerçeği Jessica'yı şok eder. Tüm duyguları, düşünceleri alt üst olur. Artık etrafındaki herkese, her şeye farklı bir gözle bakmaya başlar. Hayatını geri kazanmanın tek yolunun geçmişi öğrenmesi den geçtiğini düşünür ve ipuçlarını takip etmeye başlar.
Jessica aslında kim? Annesi babası kim? Tüm hayatı bir yalan üzerine mi kurulu?
Başlarda biraz durağan ilerlerse de sonra gayet güzel ilerledi. Güçlü, cesur kadın dedektif hikayelerini seviyorum galiba Gereksiz uzatılmamış, detaylardan uzak, kolay okunan güzel bir kitap.
Herkese keyifli okumalar dilerim
"Vicdan azabı. Bir insanın yakalanabileceği hastalıkların en acımasızıdır."
"Daha kötüsü ne biliyor musun? Özlem duymamız gereken bir özgürlüğün var olduğundan bile bihaberdik."
Ormanın derinliklerinde adına Ebeveyn dedikleri bir okulda isimleri harflerden oluşan 26 oğlan yaşıyor.
Karşı cinsin varlığından habersiz, ağaçta
Merhaba
Marin, 2 çocuk sahibi 56 yaşında bir kadın. Çocukları başka başka yerlerde eğitim hayatına devam ederken, eşinin kalp krizinden ani ölümüyle yanlız kalıyor.
Doğup büyüdüğü yer olan Cedar Key'e annesinin yanına taşınıyor.
Annesinin yün dükkanını genişletip yanına iğne oyası dükkanı açmayı planlıyor.
Dükkanda tadilat işleri yapmak gerektiğinden, emekli mimar Worth ile anlaşıyor ve ilk karşılaşmalarında aralarında bir çekim olur.
Marin bir yandan dükkanın tadilat işleri devam eder, bir yandan da ufak ufak Worth 'le görüşmeye devam ederken, ilginç bir telefon alıyor.
Ölen eşine ait bir mektubun varlığından haberi oluyor. Bu mektupla birlikte eşinin kendinden sakladığı ve kesinlikle tüm hayatını etkileyecek büyük bir sır ortaya çıkıyor.
Marin öğrendikleriyle ilgili karar vermek zorunda olduğu sıkıntılı bir sürece giriyor.
Marin, eşini affedebilecek mi?
Verdiği karar sonucunda neler olacak?
Worth'le neler yaşanacak?
Cevapları kitapta
Yazarın okuduğum ilk kitabı ama sevdim. Dili çok akıcıydı. Bana Debbie Macomber kitaplarını anımsattı ki, onları da severim.
Çok tatlı, küçük balıkçı kasabasını ve orda yaşayanları sanki ben de orda yaşıyormuşum gibi sevdim.
Özellikle Worth'ü çok sevdim. Ne kibar, ne tatlı, ne düşünceliydi.
Herkese keyifli okumalar
Reader Follow Recommendations
Merhaba
Yazarın okuduğum ilk kitabı.
Kitap için terk ediliş hikâyesi, terk edilip asla gidemeyişin hikâyesi de diyebiliriz.
11 Eylül saldırısının olduğu zaman aynı kampüste tanışan Lucy ve Gabe arasında bir aşk başlar. 1 yıl birbirlerinden ayrı kalan bu sürede kendi düzenlerini kuran Lucy ve Gabe 1 yıl sonunda tesadüfen karşılaştıklarında birlikte olmaya başlarlar.
Her şey güzel gidiyor derken Gabe idealleri için Lucy'i New York'ta bırakıp, Orta Doğu'ya gider ve orda savaş fotoğrafçısı olmayı seçer.
Fazla duygusal aşk hikayeleri sevmeyenler için pek uygun bir kitap diyemeyeceğim.
Gabe'i hiç sevmedim bencil ve vurdumduymaz.
Lucy tam aptal aşık. Aradan yıllar geçmiş evlenmiş çoluk çocuğa karışmış hala Gabe diye sayıklıyor
Yaptıkları seçimler, hatalar bencilliklerle birbirini seven ve vazgeçemeyen Lucy ve Gabe'in hüzünlü bir aşk masalı.
Türü sevenler için tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim
Merhaba yazardan okuduğum ikinci kitap. İlk okuduğum kitabı sonsuza dek sen di onu da çok sevmiştim bu kitabı da çok sevdim.
"Damat" lakaplı bir seri katil, kaçırdığı kızlara türlü türlü işkenceler ederek öldürüyor ve cesetlerini belirli bir yere bırakıyor. Ana karakterimiz Sasha da damat tarafından kaçırılan bu kızlardan biri, onlardan tek farklı Sasha'nın seri katilin elinden sağ olarak kurtulan tek kurban olması.
Uzun bir tedavi süreci yaşayan Sasha, yaşadığı kasabadan ayrılıp kendine yeni bir hayat kuruyor. 10 yıl sonra annesinin, arkadaşlarının ve tabiki ilk aşkının yaşadığı kasabaya geri dönüyor çünkü katilin öldüğünü düşünüyor.
Kasabaya döndüğü andan itibaren başına korkunç olaylar gelmeye başlıyor. Damat öldüğü için başına gelen olayları çok da ciddiye almıyor. Korkusunu, tedirginliğini içinde yaşıyor.
Üst üste kaçırılan ve öldürülen kadın haberleriyle Sasha yeniden alt üst oluyor.Olayların hepsi Sasha geldikten sonra oluyor ve tabi ki Sasha ile bağlantılıdır.
Her şeyin geride kaldığını düşünürken, yeniden başlayan olaylar karşısında tek desteği, yıllar önce kaçar gibi arkasında bırakıp gittiği Cole 'dur. Cole Sasha'yı korumak için elinden geleni yapar.
Acaba öldü sanılan damat yaşıyor muydu yoksa katili taklit eden başka biri mi işliyordu cinayetleri?
Cinayetlerin işlendiği yeri okuyunca şok oldum eminim siz de çok şaşıracaksınız.
Gerilim, polisiye, aşk, korku her şey vardı diyebilirim.Cole 'un aşkına hayran oldum.
Çok güzeldi ben keyifle okudum siz de keyifle okuyun
