Çağımıza uyumalıyız palavrasına hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üzerine kuruluysa; eger yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eger yaşadığım çağa çirkinlik ve bayağılık egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorundayım?
Feminist derken, erkek düşmanı feministlerden söz etmiyorum. Tutumları bana çok korkunç geldigi için, öyleleriyle hiç işim olmadı. Düşünün hele, insanların yarısı, öteki yarısından nefret ediyor. Irkçılığın bundan daha beteri olamaz.
Bazen ben onu dünyadaki her şeyden daha fazla severken ve kendimi ona adamışken, sadece onu düşünüp başka hiçbir şey istemezken onun nasıl olup da bir başkasını sevdiğini, buna nasıl cüret ettiğini anlamıyorum
Yaşamım boyunca birçok yanilgiya düştüm. Bana cok acı çektiren yanlış isler yaptım. Hicbirinden pişman değilim; çünkü olmasi gereken yanlışlardı bunlar o yanlışları ancak yaptıktan sonra onlardan kurtulabilirdim.
Sonunda astı kendini
Karadut ağacına.
O ağacın kökleri
Hepimizin yüreğine dalmıştı.
Hep birlikte yemistik meyveleri,
Hep birlikte gülmüştük gölgesinde.
Ama o, tek başına astı kendini
Karadut ağacına