Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra Çokbilgi

Zehra Çokbilgi
@Namesapkaliayla
If you don't fight, you can't win!
Kadehleri doldurdu ve kendi kadehini sapından tutarak kaldırdı. "Bu sefer ne olsun?" dedi yine aynı zarif şakacılığıyla. "Düşünce Polisi'nin işleri karışsın diye mi? Büyük Ağabey'in ölümüne mi? İnsanlığa mı? Geleceğe mi?" "Geçmişe," dedi Winston.
Sayfa 181
Reklam
Gerçeğin en çirkin şekilde bozulması onlara kabul ettirilebiliyordu çünkü kendilerinden istenilenin büyüklüğünü hiçbir zaman tam olarak kavrayamıyorlardı ve neler olduğunun farkına varacak kadar toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmiyorlardı. Anlayış noksanlığı sayesinde aklı başında kalıyorlardı. Sadece her şeyi yutuyorlar, yuttukları kendilerine zarar vermiyordu. Çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun vücudunda sindirilmesi gibi, geride hiçbir kalıntı kalmıyordu.
Sayfa 160
İnsanın kimsesi yoksa, hiçbir yere gidemez. Herkesin, gidebileceği bir yeri olmalıdır. Çünkü öyle bir an olur ki, insanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü sana hayatımın sayfalarını açarken, okumuş biriyle dertleşmek istiyordum.
(...) Onların işini bitirdikten sonra, bize dönecek, "Siz sarhoşlar, gelin bakalım" diyecek. "Siz günah çocukları!" Hepimiz de utanmadan gidip, önünde duracağız. Bakıp, "Siz" diye tekrarlayacak. "Siz, şeytanın işaretini alınlarınızda taşıyorsunuz, siz de affedildiniz. Gelin bakalım." Bilgeler itiraz edecek, "Tanrımız, niçin bu günahkarlar içinde en günahkarları huzurunuza alıyorsunuz?" Tanrı kendinden emin cevap verecek, "Çünkü hiç biri affedilmeyi aklından bile geçirmiyordu." Sonra elini uzatacak ve biz onun ayaklarına kapanacağız. Ağlayacağız ve her şeyi o anda anlayacağız.
Reklam
Birden, hiçbir özgürlüğünün kalmadığını, düşünmek ve karar vermenin iradesi dışına çıktığını ve her şeyin kararlaştırılmış olduğunu anladı.
Gariptir, insan her zaman yaptığı işin önemini, ya da ne olduğunu farketmez. Yapar sadece. Yapmak nedir mi? Bilmek... En önemlisi bilmek değil midir?
Sonsuz bir karanlığın, sonsuz bir denizin ortasında, ayakta durabilecek bir kaya parçasının üstünde sonsuza kadar durmaya razıydı, bile bile ölmektense. Yaşamak, sadece yaşamak! Hayat ne olursa olsun, yaşamak... Tanrım, ne kadar doğruydu! İnsan obur bir yaratıkmış!...
Paslı şamdanın içindeki mum, kederli bir ışıkla, biraz önce çok garip bir şekilde İncil okuyan fahişeyle katili aydınlatıyordu.
Reklam
"Anlatacak olsan, hiç kimse anlamaz, ama ben anladığım için geldim sana. Sana ihtiyacım var."
Alçak tavanlarla küçük odalar, ruhu ve zekayı köreltir.
Tanrı beni papazsız da affeder. Neler çektiğimi o çok iyi biliyor.
Kalabalığın arasında kendini daha rahat, hatta daha yalnız hissediyordu.
"Ne diye soruyorsunuz, dostum? Kim olacak, sizsiniz. Katil sizsiniz."
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.