Bu dünyada hayatta kalmayı hak eden şeyler var, diyordu Filistinli şair: Nisan ayının tereddüdü, seher vakti ekmeğin kokusu, bir kadının erkekler hakkındaki görüşleri, aşkın başlangıcı, bir taşı sarmalayan çim, savaşçıların anılarından korkması ve de eylülün sonu, diyerek sıralıyordu kendi tahayyülündeki hayatı. O, uzun seneler boyu mezalime uğrayan bir milletin ferdiydi. Lakin hayatta güzel olan şeylerin farkındaydı. En büyük ızdırapların bile arasında, yaşamaya değer şeyler var, diyor bu şiir bana.