Yaşar Kemal öyle bir betimleme yapıyor ki, yağmurun ıslaklığını, toprağın kokusunu, taşın sertliğini, ateşin ısısını hissettiriyor okuyucuya. Yetmiyor, kanın akışını, yenilen tekmenin acısını, korkuyla atan kalbin atışını hissettiriyor. Alıp götürüyor sizi Çukurovada beş köyün sahibi olan Abdi Ağa'nın zulüm ettiği köylülerin içine bırakıyor. Onlarla beraber aç kalıyorsunuz, yorgun düşüyorsunuz, dayak yiyorsunuz. Onlarla beraber öfkeleniyor, üzülüyor az da olsa seviniyorsunuz.