Öncelikle şunu dile getirmek istiyorum. Yazarın" Antartika üşüyor" adlı kitabını okuyup beğenmiştim.Ama yazar ikinci kitapta okuyucuları ters köşe etmiş. Kalemini daha akıcı ve güçlü sağlam haliyle geri dönüp okuyucuları mest etmiştir.Yazarın hayal dünyasına eminim okuyucularıda hayran kalmıştır.O kadar etkileyici yazmış ki ister istemez insan " tozpembe şehirde" yaşamak istiyor.Kendimi kitabın baş karakteriymişim gibi hissederek okudum.Konusu ise Hera isimli bir kız vardır. Hera ataları tarafından dünyanın tüm şehirlerinden izole edilen ve sadece iyiliğin, güzelliğin nezaketin boy attığı Tozpembe şehrinde ezelden beri yaşamını sürdürürken bir süre sonra etrafındaki her şey ruhuna darlık verir.Fakat hera' nın önünde büyük bir engel vardır.Tozpembe şehrinden çıkmak katiyen yasaktır.Hera yasakları çiğneyip şehirden çıkmayı başaracak mı?Yüreğindeki iyiliğe galip gelen aşk uğruna bir şehri göz göre göre ölüme terk etmeyi göze alacak mı? Herşeyden önemlisi Hera'nın doğrularını şartları mı yoksa içinde bulunduğu mekanlar mı belirleyecek?Bu tarz soruların cevabını öğrenmek istiyorsanız kitabı okumanız gerekecektir ki gerçekten çok güzel bir eser tavsiye ederim.Yazarın dediği gibi insanı kör eden gözüne bir mil çekilipde dünya aydınlığını görmesini engelleyen sevdadan öte kötülüğün suyudur,irin gibi kokan zehirdir.İnsanlığın zehri...Bu yüzden kötülüğün sınırlarını başladığı yerde aşk rafa kalkar kalkmalı da...Kitabın asıl vermek istediği mesaj iyiliğin ve kötülüğün arasındaki ince çizgidir.Bu ince mesajı verdiği için yazara teşekkür ediyorum.
" Gönül, kader adında
Bir tuzağa atılmış.
Gönül, pek çok duygudan
Ve oddan yaratılmış.
Yasa neymiş,anlamaz.
Tasa çeker,dinlemez,
Gönül ferman dinlemez.
Çünkü aşka satılmış..."
EY İNANANLAR! CUMA GÜNÜ NAMAZI İÇİN ÇAĞIRILDIĞINIZ ZAMAN . ALLAH'I ANMAYA KOŞUN.ALIŞVERİŞİ BIRAKIN. EĞER BİLİRSENİZ .BU SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR.NAMAZ KILDIKTAN SONRA YERYÜZÜNE DAĞILIN VE ALLAH'IN LÜTFÜNDAN NASİBİNİZİ ARAYIN. ALLAH' I ÇOKÇA ANIN Kİ KURTULUŞA ERESİNİZ.