Birisi; "Bir sene sonra mahsul almak istiyorsan yere tohum ek. On sene müddetle hep mahsul almak istiyorsan ağaç dik. Yüz sene mahsul almak istiyorsan insan yetiştir." diyor.
İnsan yetiştirirsen yüz sene o adamdan istifade edeceksin. Ama insan yetiştirmezsen al başına yüz senelik bela! Hayatı bir bela, ölümü bir bela... İşin yoksa uğraş. İşi gücü yıkıcılık; eline kazmayı küreği almış, milli kültürümüzü, tarihimizi, örfümüzü, dinimizi, imanımızı, mâneviyatımızı, aile yapımızı, her şeyi yık makla meşgul bir sürü insan... Yıkımcı! Kazma kürek, dinamit saldırıyor.
Dünyanın en muhteşem medeniyetine, mânevî medeniyetine saldırıyor. En insanî, en faziletli medeniyetine saldırıyor, farkında değil. Kendi dedesine, ailesine, kendisine... saldırıyor, farkında değil. Kendi bindiği dalı kesiyor, farkında değil!
Peygamber Efendimiz; "Kıyamet kopup da dünyanın düzeni yıkılıncaya kadar Allah'ın dinini tutup destekleyip hakda, hak yolda yürüyen, Allah'ın dinine hizmet edecek bir grup insan daima mevcut olacak. İnsanlar ne kadar bozulsa ne kadar hak yoldan çıksalar bir grup numûne insan, hak yolda yürüyen bir taife mevcut olacak," buyuruyor, müjdeliyor.
Rabbimiz, çevremiz ne kadar bozulursa bozulsun, bizi o hakkı tutan taifeden eylesin. Hak ehli olarak yaşatsın, hak ehli olarak emanetimizi teslim etmeyi nasip eylesin. Huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmayı nasip eylesin.