| Sinan Cemgil için..|
Doldurdu gırtlağını kalbinden esen rüzgar
Dağıldı sessizce yaralarına
Kalbin ki susarak neler söyledi
En güzel şiirler bile uzaktı ona
İnfaz savcısının mektubu almasından sonra Hüseyin, avukatlarına dönerek, "Ayağımda bu beyaz papuçlar var, ayakkabklarımı giymeme fırsat vermediler, çullanırcasına, adeta havalandırarak apar topar getirdiler, babama söyleyin, bu lastikleri gördüğü zaman, ayakkabısı yokmuş diye üzülmesin. Hücrede kalan ayakkabılarım, Askeri Cezaevi'ne hediyem olsun," dedi..
O sırada infaz savcısının, "Hüseyin'i bekletmeyelim," dediği duyuldu.
Hüseyin'e beyaz idam gömleği giydirildi..
Hava nasıl da puslu
Bulutlar yumak yumak yığılmış ağaçlara
İncecik boynundan süzülen ter
Karışırken böğründen fışkıran kana
Öyle derin öyle berrak ki
Üstelik: çayır kuşlarının gözleri kadar
Pusudan gövdene alçakça sokulmuşlar
Dehşet aç kurtlar gibi ellerinde - sinsi ve kirli-
Oysa
Onların göremediği bir şey var
Kanınla yıkadığın toprağa
Kalbinden rüzgara usulca ilişerek
Savrulan isyan filizleri
N. Behram, 1972
Bir varmış bir yokmış
Böyle başlar bütün masallar
Biz de böyle başlayalım
Kimi zaman övgüler dizerek iyi kalplilere
Kimi zaman da kötüleri acımasız taşlayalım
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
İn cin top oynarken büyük orman içinde
Bundan çok değil sayısız zamanlar önceydi
Pek çok hayvan yaşardı hindistan da çin de
Altından gümüş renkli billur ırmakların aktığı
Sonra dönüp dönüp ardına baktığı
Türlü türlü çeşit çeşit meyve ağaçalarıyla
Dağ yemişleri kır çiçekleri kalın gövdeli ihtiyar çınarlarıyla
Rengarenk kanatlı cıvıl cıvıl kuşların ötüştüğü
Denizle ormanın sımsıcak öpüştüğü
Güzelliğin sınırsız bir sıçrayışla bütün çirkinlikleri aştığı
Bir masal ülkesi vardı..