Çocuklukta hep böyle değil midir ? Hatıralar hava ve zaman etkisiyle yıpranmış,delik deşik olmuş bir sayfa biçiminde kalır.O zaman en fazla tesir eden şeyler, hatıralar tablosunda en derin kazılır.
Bilseniz, şiirin nasıl bir dile muhtaç olduğunu bilseniz! Öyle bir dil ki... Neye benzeteyim bilmem! Söyleyen bir ruh kadar açık olsun, bütün kaderlerimize, sevinçlerimize, düşüncelerimize, o kalbin bin türlü inceliklerine, düşüncenin bin çeşit derinliklerine,heyecanlara, öfkelere tercüman olsun; bir dil ki bizimle birlikte grubun hüzünlü renklerine dalsın düşünsün, bir dil ki ruhumuzda birlikte bir yansın umutsuzluğu ile ağlasın.Bir dil ki sinirlerimizin heyecanına eşlik ederek çırpınırsın... "