“Tek ihtiyacım olan şey; bir deniz kıyısında sabaha kadar oturup, olan biteni gözden geçirdikten sonra kafasında her şeyi aşmış bir insan olarak kalkıp gitmek.”
“Sırtımı kendime yasladım. Hiç kimseden beklentim ve çıkarım yok. Sevgili kendim, kırık ayağının üzerinde yürü ama kimsenin omzunda elinin izini bırakma.”
“Ne hoş bir güzelliği vardır; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin.”
“Biraz yaşayacaktık biraz da gülecektik. Sonra ölüp gideceğiz zaten.
Neden bu kadar ağır yaralar açıldı ki ruhumuzda?
Neden bu kadar kırgınlık birikti ki kalbimizde?
Anlamadım, anlayamadım...”
“Onların kalpleri de seninki gibi sanıyorsun. Herkes o kadar yumuşak, o kadar şefkat dolu olamaz oysa. Oldukları gibi görmüyorsun insanları, olabilecekleri gibi görüyorsun. Kendinden veriyorsun, veriyorsun. Onlar her şeyini çekip alıncaya ve için bomboş kalıncaya dek.”
“Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.”