Necip G.

Necip G.
@NeGe
Native Content Manager @ Demirören Medya “Her okur oturduğu koltukta birer Crusoe’dur.” (Alberto Manguel) "Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir." (Jorge Luis Borges)
239 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Dine farklı bir açıdan yaklaşmak, neredeyse ezberlediğimiz bazı dini açıklamalara alternatifler okumak, ilgili ilgisiz herkese iyi gelebilecek, farklı bir adım. Bu açıdan İhsan Hocanın tüm kitapları okunmaya değer. Kur'an'a Giriş ise, birçok konuya değinen kapsamlı bir kitap. Herkese tavsiye ederim.
Kur'an'a Giriş
Kur'an'a GirişRecep İhsan Eliaçık · İnşa Yayınları · 201548 okunma
Reklam
99 syf.
6/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Karakterin iç dünyasına kitabın ilk yarısında dışarıdan, ikinci yarısında ise içeriden bakıyoruz. Doğal olarak 2. kısım biraz daha ağır ilerliyor. Ancak genel itibariyle insana dair büyük bir itirafın böyle edebi bir yolla aktarılması hayranlık verici... Bunu bu kalitede yapabilecek 4-5 yazar var zaten... Bunlardan biri de tabii ki Camus..
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,3bin okunma
484 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Okuduğum ilk zülfü Livaneli kitabı... Uzun zamandır kitaplığımda duruyordu ve sadece bir göz gezdirmek için raftan indirmiştim. Sonra 2 gün içerisinde 484 sayfa gözümün önünde yağ gibi akıp gitti... Bilgilendirici tarafı benim için değerliydi. Gerçekten yeni şeyler öğrendim. Bir kitap adı, yazarı, konusu ne olursa olsun yeni birşeyler öğretiyorsa o kitabı ağır bir şekilde eleştirmek içimden gelmiyor. Çünkü bu devirde derinlerdeki bazı yeni bilgilere ulaşmak kolay değil. Mavi Alay ve Struma bölümleri, en azından detaylı bir araştırma öncesinde çok net bir ön bilgi kazandırdı. Bazı mantık hataları, çelişkiler, tekrarlar, imla hataları ve yer yer abartı, pek çok kitapta olduğu gibi bu kitapta da vardı... Ancak dediğim gibi bir kıyas yapıldığında bunlar görmezden gelinebilir. Kısacası, okuma listelerinizde olmasını öneririm.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
400 syf.
6/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Mektuplar, bir yazarın iç dünyasını tanımak için eşsiz kaynaklar. Hele bir de bu yazar Kafka olduğunda merak iki katına çıkıyor. Açıkçası, bir çırpıda okunabilecek bir kitap değil. Mektupları tek tek, ağır ağır okuyup biraz sindirmek gerekiyor. Düz bir roman gibi okumaya çalışırsanız bir süre sonra muhtemelen sıkılırsınız. Kitaba ek olarak ilave edilen Milena'nın mektupları ise çok etkileyici... Sadece Kafka'yı değil, o dönemin hayatını tanımak, fikir sahibi olmak için kesinlikle öneririm. Keyifli okumalar...
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202355bin okunma
573 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
Bu kitabın yazım tarihinin üzerinden yaklaşık 90 yıl geçmiş olmasına inanmak hayli güç... İnsanlar, şehirler, duygular, düşler, küfürler ve nihayet halet-i ruhiyemiz, Celine'in bıraktığı yerden, hiç bir değişime uğramadan aynen devam ediyor. Bu duyguyu hissetmek iyi mi kötü mü, ona siz karar verin... Bu romanın edebiyat dünyasında henüz hak ettiği karşılığı bulamamış olması, klasik deyince akla ilk gelen 5-10 kitabın arasında sayılmaması henüz ruhumuzun Celine'inki kadar canlı ve gelişmiş olmadığının açık bir göstergesi... Belki de insana dair her şeyi açık seçik anlatıp ortaya bıraktığı koca bir huzursuzluğun öcünü alıyoruz, bilemiyorum. Bir hayatı, tüm içsel ve dışsal yaşanmışlığıyla, tek bir detay atlamadan, tersine her sayfasında daha fazla sorgulatan bir tarzda muhteşem bir üslupta 573 sayfaya sığdırabilmek, bana göre bir romancının gelebileceği en tepe nokta... Celine, Gecenin Sonuna çıktığı yolculuğun her adımında bizi de yanında götürüyor ve kendi hayatımıza ilaveten her birimize yeni ve farklı ikinci bir hayat daha hediye ediyor... Mutlaka okunması gereken, mümkünse dönüp dönüp hatırlanması gereken gerçek bir edebiyat ziyafeti...
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,105 okunma
Reklam
339 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabı bitirdikten sonra hissettiğim ilk şey, gerçek bir yol yorgunluğu oldu. Çünkü 'Bu Ülke' gerçek bir fikir ve edebiyat yolculuğu. Kişilerden kitaplara, fikirlerden hayatlara, dur durak bilmeyen içsel bir yolculuk... Hayatınızın bir yerinde Cemil Meriç'le yani bu değerli fikir ve söz ustası ile karşılaşmak, beraberinde onlarca yazarla, onlarca kitapla karşılaşmanın güzelliğini tattırıyor... Bu Ülke, kitaplığınızın bir rafında, kendi sırasında usul usul oturacak bir kitap değil... Coşkun, öfkeli, biraz küstah, kabına sığmayan, içinde hiçbir şey tutmayan bir kitap... Siz bıraksanız dahi, sık sık yerinden fırlayıp yanınıza gelip size yeni birşey anlatacakmış gibi... Son söz kitaptan gelsin: "Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitap benim has bahçemdi. Hayat yolculuğumun sınır taşları kitaplardı. Bir kanat darbesiyle Olemp, bir kanat darbesiyle Himalaya. Ayrı bir dil konuşuyordum çağdaşlarımla. Gurbetteydim. Benim vatanım Don Kişot'un İspanyası'ydı. Emma Bovari'nin yaşadığı şehir. Sonra Balzac çıktı karşıma, Balzac'ta bütün bir asrı yaşadım, zaman zaman Votren oldum, Restinyak oldum. Dört bin kahramanda dört bin kere yaşamak...
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,2bin okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Esir Şehir üçlemesinin son kitabı... İlk iki kitaptan farklı olarak, bu kez olayların merkezinde Kamil Bey yok. Ancak onun hikayesi de yan konulardan biri olarak devam ediyor. Türkiye'nin çok partili hayata geçiş sürecini bugüne kadar hep tarihi okumalar yaparak öğrenmeye çalıştık. Bu sürecin bir romana konu olması başta garip karşılanabilir. Ancak tam tersi, kitabı okuduğunuzda, aslında tarihi olayların edebiyat aracılığı ile sunulmasının tadının çok ayrı olduğunu görüyorsunuz. Tabii burada Kemal Tahir faktörü de var. Tarihi bir konuyu romanlaştırmak herkesin harcı değil. Tarih ile kurgu arasındaki dengeyi çok iyi ölçüp biçerek ortaya koymak ustalık gerektiren bir iş... Bu kitabı, serinin ilk iki kitabından bağımsız da okuyabilirsiniz. Tabii Kamil Bey'le ilgili bölümlerde, olayların geçmişini bilmediğiniz için biraz kafa karışıklığı yaşayabilirsiniz. Ancak kitabın baş rolünde Serbest Cumhuriyet Fırkası, dolayısıyla çok partili hayata geçiş süreci var... Ayrıca genel olarak Cumhuriyet'in ilk yıllarında genç Türkiye halkının yaşadığı kafa karışıklığı da çok iyi yansıtılmış... Dönemi ve o dönemin insanlarını daha yakından tanımak için dört dörtlük bir eser... Keyifli okumalar...
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,911 okunma
200 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Soren Kierkegaard, Türkiye'de çok fazla bilinen bir filozof değil. Oysa ki kendisi varoluşsal felsefenin kurucusu olarak bilinir. Korku ve Titreme, Hz. İbrahim'in bilinen bir kıssasını felsefi ve etik açıdan tartışan bir kitap. Çok sevdiği oğlu İshak'ı imanı uğruna kurban etmeye götüren İbrahim peygamberin içinde bulunduğu durum çok farklı açılardan ele alınıyor. Kitabın özünü oluşturan en can alıcı soru ise şu: Hz İbrahim’i imanın babası veya evlat katili bir cani olmaktan ayıran çizgi ne? İlginç sorular soran, yavaş yavaş, anlayarak okunması gereken bir kitap...
Korku ve Titreme
Korku ve TitremeSoren Kierkegaard · Araf Yayınları · 20131,730 okunma
392 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Norveç edebiyatı polisiye roman türünde altın çağını yaşıyor. Ben açılışı bu kitap ile yaptım. Aslında serinin 8. kitabı ama seri birbirinden bağımsız olduğu için sorun olmuyor. Harry Hole adlı polis, kitabın baş karakteri. Olay Bangkok'ta geçiyor. Polisiye sevenler için kesinlikle öneririm. Akıcı bir konusu ve anlatımı var. (Bu arada bir not: Kitabın 1000Kitap'taki tanıtım yazısı bu kitaba ait değil. Sanırım yazarın başka bir kitabıyla karışmış. O yüzden o tanıtım yazısını dikkate almamanızı öneririm)
Hamamböcekleri
HamamböcekleriJo Nesbo · Doğan Kitap · 2017716 okunma
126 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Tüm zamanların 'imkansız aşk' kavramını en iyi anlatan romanı olarak bilinir Genç Werther'in Acıları... İlk kez 7-8 sene önce okumuştum. Geçenlerde tekrar okumak geldi içimden. Zaten Goethe'nin eserlerinin her 10 yılda bir güncellenmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Goethe çok farklı, benim dünyamda çok ayrıcalıklı bir yazar. Tekrar kitaba dönersek; ilginçtir, çok basit bir konusu var aslında... 18. yüzyılda geçen bir aşk hikayesi diye yüzeysel bir tanım yapabiliriz. Ancak bu basit hikayeyi dünyanın en bilinen ve en sevilen romanlarından biri haline getiren en önemli şey karakterin iç dünyası... Ve tabii ki bunun bize büyük bir ustalıkla aktarılması... Bu dil, Werther'i bir roman karakteri olmaktan çıkarıp en yakınımızdaki insanların hatta belki de kendimizin yerine koymayı başarıyor. Onun acısı bizim acımız oluyor, umudu bizim umudumuz... Bunun dışında dönemi yine Werther'in dilinden çok iyi tanıyoruz. Aile hayatı, çevre, ilişkiler, iş yaşamı, çatışmalar ve aşk... Hani 'kitap beni içine çekti/çekmedi' diye bir tabir vardır ya... İşte Genç Werther'in Acıları'nı okurken kitap beni içine çekmedi gibi bir derdiniz büyük ihtimalle olmayacak... Kendinizi bir anda kenarda köşede gizlenmiş, olayları takip eden bir yabancı gibi bulacaksınız... Üzücü olan kısım ise, bu kitabın çoğu yerde intiharlarla birlikte anılması, o şekilde tanıtılması... Evet, yazıldığı dönemde bu tarz vakalar olmuş olabilir. Ancak böyle bir yapıtı 'intihar ettiren kitap' seviyesinde tanıtmak bence kitaba büyük bir haksızlık... Keyifli okumalar...
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,8bin okunma
Reklam
576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Yazıldığı tarihin üzerinden neredeyse 28 sene geçmiş. Düşünsenize, o gün doğan bir bebek bugün 28 yaşında... Ancak günümüzde hala en iyi felsefeye giriş kitaplarından biri olarak kabul ediliyor. Haklılık payı kesinlikle var. Gerçekten de çok ayrıntıya inmeden, laf kalabalığına girmeden felsefe tarihinin en önemli aktörlerine kısa kısa değinip ortaya koydukları soru ve düşünceleri aktarıyor. Diğer yandan da kitabın kendine ait bir kurgusu var. Bu kurgu da paylaşılan felsefi görüşlerle paralel ilerliyor, onlardan birşeyler taşıyor. Her ne kadar bu kitap 14-15 yaşındaki gençlere yönelikmiş gibi bir imaj taşısa da, aslında felsefeyle bir ilişki kurmak isteyen her yaştan insana hitap ediyor. Olumsuz tarafı ise, Doğu felsefesinden neredeyse hiç bahsetmemesi... Ayrıca din ve Tanrı ile ilgili soru ve düşünceleri sadece Hıristiyanlık üzerinden ele alması... Ancak yazarın kendisi de Norveçli olduğu için ve Batı felsefesini, Batı ahlakını ve Hıristiyanlığı anlatması çok normal... O yüzden sadece bu nedenle eleştirmek haksızlık olur. Umarım benzer bir çalışmayı Doğu felsefesine hakim, Doğu kültüründe yetişmiş bir yazar/düşünürden de okuruz...
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,9bin okunma
124 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hz. İnsan, Dücane Cündioğlu'nun denemelerinden oluşan bir kitap. Kitap hakkında çok fazla olumlu yorum okudum. Ancak genelin aksine, kitabı okuduktan sonra yorumları biraz abartılı buldum. Öncelikle, kitapta çok fazla Osmanlıca terim ve sözcük bulunuyor. Bu sözcüklerin anlamlarının bir kısmını bağlamdan çıkartabilmek mümkün. Ancak pek çoğunun anlamını bilemediğimiz için bazı paragraflar havada kalıyor. Yazar sanırım kuru bir okuma yerine, okuyucudan bu sözcükleri ve kavramları daha derinlemesine araştırmasını istemiş. Bunun yanında, kitabın adı Hz. İnsan olsa da pek çok denemede insan yerine daha çok sözcük ve kavramlar ele alınmış. Bir yerden sonra yarı felsefi yarı tasavvufi bir sözlük okuyor gibi hissettim kendimi... Bir de ortalama 3 sayfa olan denemelerin ilk 2 veya 2,5 sayfası giriş faslında ilerliyor. Kalan yarım sayfada da kimi zaman sonuca gidilmiyor, kimi zamansa bana göre aceleye getirilmiş bir şekilde konu bağlanmaya çalışılıyor. Bu yüzden denemelerin ne tam olarak içine girebiliyorsunuz, ne de tam olarak içinden çıkabiliyorsunuz. Olumlu tarafı ise, her kitapta olduğu gibi bu kitapta da kendime göre bazı bilgi ve izlenimler edindim... Nihayetinde, önemli olan da budur kanımca... her kitaptan birkaç damla da olsa beslenebilmek... Keyifli okumalar...
Hz. İnsan
Hz. İnsanDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20092,496 okunma
192 syf.
3/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap çıkar çıkmaz yasaklandı önce... Devlet Bahçeli'nin siyasi yaşamına ilişkin pek çok detay ve hatırlatma mevcut... Bazı konular iddia olarak kalmış... İçi pek doldurulamamış başka başlıklar da var... Ancak genel olarak bir Bahçeli analizi için alıp okunabilir.
Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey
Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her ŞeySabahattin Önkibar · Kırmızı Kedi Yayınları · 2017250 okunma
414 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Karakter analizinde sınırları zorlayan bir edebiyat ziyafeti... Özellikle diyaloglardan çok etkilendim... Kurgusu çok iyi pek çok yerli romanın en zayıf noktasını diyaloglar oluşturur genelde... Peyami Safa bu zorluğu büyük bir ustalıkla aşmış... Peyami Safa edebiyatını yakından tanımak için mutlaka alıp okunması gereken bir eser...
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,8bin okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kısacık bir roman olmasına rağmen pek çok kavrama dokunan, pek çok duyguyu tatmanıza neden olan bir kitap... Özellikle 'yalan' üzerine yazdıkları insanın hafızasına kazınıyor. Peyami Safa okumaya başlayacaklar için çok iyi bir başlangıç kitabı...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,6bin okunma
Geri15
90 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.