Hayat; söğüt ağacı gibi mütevazi, kibrinden arınmış, çevresini sınırlandırmış, ailesini kendine ömür suyu yapmış, bir müddet sonra sonsuz bir hiçliğe hapsolacağını bilen, gelip geçiciliğinin keyfini süren kula anlamlıdır.
''Nava farkında olmadan bir sigara yaktı. Tam söndürmek üzereydi ki fikrini değiştirdi, bugün istediği kadar sigara içmeye karar verdi.
Yarını olup olmayacağı belli değildi...''
Eşkıya dünyaya hükümdar olmazmış, zalimin zulmü yanına kalmazmış... Kaç mazlum zaliminin köpek leşi gibi sokaklarda süründüğünü gördü. Allahın gözünün içine baka baka zulüm düzeni kuranların çoğuna şerefli ölümler ve arkalarında şerefli hikayeler kalmadı mı?