Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Necla kutlu

Necla kutlu
@Neclakutlu5
6 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Mizah duygusu geliştirme ve olayları mizahi bir ışık altında görme çabası, yaşama sanatında ustalaşırken öğrenilen bir hiledir. Ama her an her yerde acı bulunmasına karşın, bir toplama kampında bile yaşama sanatını uygulamak olasıdır. Bir benzetme yapacak olursak, bir insanın acı çekmesi, boş bir odadaki gazın davranışına benzer. Boş bir odaya belli bir miktarda gaz verildiği zaman, oda ne kadar büyük olursa olsun, gaz odanın tamamına yayılır. Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, acı da insanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının "büyüklüğü" kesinlikle görecelidir.
Reklam
Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok çok ötesine geçer. Sevgi en derin anlamını, kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulur. Sevilen kişinin gerçekte orada olup olmaması, yaşayıp yaşamaması, bir anlamda önemli olmaktan çıkıyor.
Tabiatta herhangi bir şey haddini aşınca zıddına dönüşür. At arabasının tekerleri çok hızlı dönmeye başlayınca sanki tersine dönüyor gibi görülür. O halde bütün üzüntülerin sonu mutluluk, bütün gülmelerin sonu gözyaşıdır. Sevincin de, hüznünde aşırısı insanı öldürür.
Sayfa 237Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanrım, diyorum. Bir hiç uğruna katlanmak bütün bunlara. Hiçten de beterine.
Reklam
Karanlık çöküyor. Ya da çökmüş. Güneş gibi yükseliyor demek yerine neden karanlık çöküyor denir? Oysa doğuya bakarsanız, günbatımında, karanlığın çökmek yerine yükseldiğini görebilirsiniz; ufuk çizgisinden yukarı, bir bulut örtüsü ardındaki kara bir güneş gibi gökyüzünde yükselen karanlık. Görünmeyen bir ateşten çıkan duman gibi, ufuk çizgisinin hemen altında ateşten bir hat, orman yangını ya da yanan bir kent. Ama gene de karanlık çöküyordur belki, çünkü ağırdır, gözler üzerine çekilen kalın bir perde. Pamuklu battaniye. Karanlıkta görebilmeyi isterdim, şimdikinden daha iyi.
Ama bir kez geçti mi kim acıyı anımsayabilir ki? Acıdan geriye kalan bir gölgeden ibaret, zihinde bile değil, sadece bedende. Acı insanda iz bırakır, ama görülmeyecek kadar derinde. Gözden ırak olan, gönülden de ıraktır.
kimse seks yoksunluğundan ölmez, aşkın yokluğudur bizi öldüren. -Damızlık Kızın Öyküsü
İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.
Beni duyabileceğini farz edeceğim. Ne var ki yararsız bu, duyamayacağını biliyorum.
Reklam
Hayatın bir değişmeler silsilesi ve her değişmenin bir tekâmül olduğunu anlamayanlar yobaz kafalı insanlardır.
Insanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir.
Bir insanı kendisi kadar, kendi düşünceleri, dertleri, korkuları ve noksanları kadar ne meşgul edebilirdi?
"Tam yaşamaya başladığım bu andan itibaren beni ölü saysınlar..."
Sayfa 109Kitabı okudu
Onu ben çocukluğumdan, Ilk rüyalardan tanırım. Yalnız yürüdüğüm zaman Odur arkamdaki adım. Onun korkusu, içimde Ürkek bir dünya yaratan...
Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım...
Reklam
Sevdiğin yer senin dünyandır.
Sayfa 66 - iletişim yayınları
Güçlü bir el silkeledi beni sonra Sanırım Tanrı’nın eliydi. Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan. Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi, Çok şey görmüşüm gibi, Ve çok şey geçmiş gibi başımdan, Ah…dedim sonra Ah!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz,  limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır  Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura
Vermek Yaşamaktır
Başkalarına bir yardımda bulunmazsanız hayatınız daima ve yalnızca kendinizle ilgilendiğiniz bir hayat olacaktır. Kendi çıkarlarınız için hareket etmekte bir sorun yok ancak yalnızca öyle yapmak büyük bir boşluk yaratır. Başkalarına katkıda bulunmadığınız bir hayat, anlamı olmayan bir hayattır. Gerçek şu ki vermek yaşamaktır. Biz yalnızca gelişirken ve başkalarına katkıda bulunurken yaşadığımızı hissediyoruz. Gerçek hayat budur. Anlamlı bir hayat -harika bir sağlığa, harika ilişkilere ve en üst düzeyde tutkuyla sahip olarak yaşanan bir hayat- yaşamak, bu demektir.
Sayfa 120
Minimalizm, hayatın fazlalıklarını elemenin, esas olana odaklanmanın, mutluluğu bulmanın, kendinizi gerçekleştirmenin ve özgürlüğün aracıdır.
Hesap Yanlış ama Geçerli
Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır. Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.
Sayfa 65 - pegasusKitabı okudu