Deliriyoruz anbean.
Etrafımızda balon gibi içi boş, çatal dilli, çıkarcı insanlar...
Ne derdimizi dinleyen var ne halimizden anlayan.
Deliriyoruz anbean.
Feryatlarımız boğazımıza düğümleniyor, gözyaşlarımız içimize akıyor...
Ne bizi gören var, ne yakarışımızı duyan...
Nedendir bilmem ama her yıl doğum günümde içime derin bir sessizlik ve hüzün çöker. Hayatımda iz bırakan veya hayatıma aldığım insanlar gözümün önüne gelir. Bir zamanlar güldüğüm fakat sonrasında hatırladıkça kederlendiğim anılar canlanır zihnimde. Saat tam 00.00 olduğunda başlar bu ritüel. Özellikle canımı acıtan insanlar tarafından doğum günüm kutlansın, hediye olarak da küçük bir özür sunsunlar isterim. Bu kurduğum hayal karşısında hayatıma aldığım insanlara kötülük etmişim gibi hissederim ama kendimi bu hayallerden de alamam.
Şimdi siz değerli 1000 kitap üyelerine soruyorum. Duygularım, düşüncelerim ve kurduğum bu hayaller çok mu saçma? Bu durumdan kurtulabilmemin bir yolu var mı?
Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
Cum'a Suresi, 9. Ayet
Hayırlı sabahlar...
İnsan evlenip hayatı paylaşacağı kişiyi iyi seçmeli. Duygularından ziyade mantığıyla hareket etmeli bu yolda yürürken. Zira duygular mantığın önüne geçerse her iki kişi için de evlilik çekilmez bir hal alır ve hanenin dört bir yanını mutsuzluk sarar.
Umarım yuva kurup hayatınızı paylaşacağınız kişiyi doğru seçebilirsiniz.