"Olmak ya da olmamak... "
Hiçbir şey değil mesele, hiçbir şey engel değil bir şeyler olmaya. Ne kekemelik, ne görmemek, ne duymamak, ne yürüyememek, ne konuşamamak...
Hiçbir şey engel değil, inanmaya.
Başarmaya.
Mutlu olmaya!
Hiçbir şey...
"
Kulaklarımızda hâlâ çınlayan imdat çığlıkları bütün insanlığa dönük. Ama burada zamanın bu noktasında insanlık biziz. Hoşumuza gitsin gitmesin. Bunun değerini bilelim çok geç olmadan! Hadi gidip bir kez olsun acımasız kaderin bize sunduğu bu görevi hakkıyla yerine getirelim.
"
- İnsan biliyorsa eğer.
- Sabretmekten yılmaz.
- Ne beklemek gerektiğini biliyorsa.
- Endişeye mahal yoktur.
- Sadece bekler.
- Artık alıştığımız gibi.
"Kimsenin yemeğe davet etmediği açlık günleri geldi akına. Asıl yemeğe o zaman ihtiyacı vardı, asıl o zaman midesine bir şey gitmediği için zafiyet geçirmiş, halsiz kalmış ve düpedüz açlık nedeniyle kilo kaybetmişti. Yaşadığı açmaz buydu."
"Aslında aşkta ikisi de çocuktular, sevdalarını ifade ederken öylesine saf ve toydular; kızın üniversitede eğitim görüp bir sürü bilgiler öğrenmiş bulunmasına, gencin de kafasının bilim felsefesi ve hayatın gerçekleriyle dolu olmasına rağmen bir çift çocuktular."
"Ruth, eğer açlığı ve susuzluğu sıcağı ve soğuğu hissediyorsa aşkı da hissedebilir; yani bir adama aşık olabilirdi. Eh, Martin de bir adamdı. Neden o adam olmasındı? İşleri iyi etmek benim elimde, diye hararatle mırıldandı. O adam ben olacağım, kendimi o adam haline getireceğim. Her şeyi iyi edeceğim."
Bu aşkın sonunu merak ediyorum gerçekten...