Kitaplar vardır,yirmi yıl yanınızda taşımış,okumuşsunuzdur;hep el altında bulundurmuş,kentten kente,ülkeden ülkeye sizinle alıp götürmüş ,pek fazla yer olmasada özenle sarıp sarmalayarak bavulunuza koymussunuzdur.Bavuldan çıkarıp alırken yapraklarını belki karistirirsiniz soyle, ama bir tek satısını bile bastan sona okumaktan dikkatle sakınırsınız.Derken yirmi yıl geçer aradan,biran gelir sanki cok büyük bir baskıya karşı duramayarak ansızın böyle bir kitabı bastan sona bir solukta okuyup ,yutmaktan başka bir sey yapamazsınız ,bir vahiy gibi gelir size okuduklarınız.o Zaman kitabı okumaktan o bir suru kaçışların anlaşılır nedeni.Okumadan kitabı uzun bir sure yanınızda bulundurmanız gerekmiştir;Kitabin yolculuğa çıkması,uzamda bir yer tutması ,bir yük oluşturması gerekmiştir.Ama yolculuğun son durağına ulaşmıştır artık,kendini acığa vurma Zaman'ı gelip çatmıştır,sizinle suskun yaşadığı yirmi yılın üzerine saçar simdi ışığını.Butun Zaman suskun durmasaydı,söyleyeceği o kadar seyde olamazdı.Bu durumda hangi budala kitabin hep aynı içeriği kendisinde barındırdığını söylemeye kalkabilir.
Dünyadaki kötülük neredeyse her Zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa,iyide kötülük kadar zarar verebilir.insanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir.Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir,şu Erdem yada kusur denilen şeyin;en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme Hakkı tanıyan cehalettir.Katilin ruhu kördür ve insan her tür sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz.