Bir inancın verdiği cevaplar ne olursa olsun, her biri bir sonu bulunan insan hayatına sonsuz bir anlam, acının, yoksunluğun, ölümün yok edemeyeceği bir cevap veriyordu. Bu yüzden, hayatın anlamı, yaşama imkânı sadece inançta bulunabilirdi.
Sorulara cevaben kişinin gelişmeye uygun olarak yaşaması gerektiğini söylerken, dalgaların ve rüzgârın etkisinde çaresizce savrulan bir botta “Dümeni nereye kırmalıyız?” gibi mühim bir soruya “Bir yerlere savruluyoruz.” cevabını veriyor olduğumu hâlâ anlamamıştım.
- Ne biçim dünya bu be! İnsanlar aya gidiyor. Elektriğin çevresinde dönen tatarcıklar gibi dünyanın çevresinde vızır vızır dönüyor uydular ama, burada, şu garipler köşesinde ne yasa var ne de zavallıyı koruyan, onu düşünen biri...