Hani bazen söylüyecek çok sözün olur da, bakarsın şöyle bir etrafına ve sonra yutkunarak," ben kime neyi anlatmaya çalışıyorum" diye susarsın ya. Hani konuşsan yanlış sussan yalnız insan olursun ya. Hani ne haliniz varsa görün diyerek haykırıp çekip gitmek istersin ya, hem de hiç dönmemek üzere. İşte o hallerden birindeyim gördüklerim, yaşadıklarım, hissettiklerim tahammül sınırlarımı çoktan aştı. Ya insanlar bende çok yanlış yerde yada ben bu dünyanın çok yanlış yerindeyim...!
Neden hayatında biri yok diye soranlara;
Hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya...
On dakika, on beş dakika, yirmi dakika beklersiniz gelmez...
Bu arada başka alternatiflerde geçer ama binmezsiniz...
Ne de olsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz...
Sormayın artık bana!
Herhangi biriyle değil, beklediğime değecek olanla devam etmeliyim bu yola...
Durakta yaşlanmak olsa da işin ucunda.!!!
Arza hacet yok, halim sana ayandır.
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır.
Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır.
Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır.
Hani şöyle yatağa geçersin ya başını yastığa koyduğun an başlarsın düşünmeye, konuşursun kendi kendine sonra birden akmaya başlar gözyaşların, ıslanan yanaklarından silersin boğazın düğümlenir ya, neyse anlatsamda anlamayacaklar...
Bir kadını sevmek onu
saraylarda yaşatmak,
pahalı hediyeler almak,
demek değildir...
Bir kadını sevmek
incitmeden, kırmadan
dökmeden, güzel
sevmeyi bilmektir...En
önemlisi, o sevgiyi
hissettirmek, güven
vermek ve gerektiğinde
yanında olabilmektir...