ruhun yarası hiç bir zaman tam olarak kapanmıyor.Beden daha çabuk onarıyor kendini .Kalbin attığı sürece vücudun iyileşebilir.Oysa ruhun birkez darbe aldımı, o yara dikiş tutmuyor.
Tıpkı ırk, cinsiyet gibi, din de insanları ayrıştıran bir olgu olduğundan ortak payda olarak kabul edilmemeliydi. Hepimizin bir tek ortak özelliği vardır:İNSAN OLMAK.
Kitap okumak bir hobi ya da boş vakit geçirme aracı değildir; bir ihtiyaçtır. Su içmemeyi seçebilirsin ama sağlık sorunlarına razı olmak zorunda kalarak. Ya da soğuk havada dışarıda kalmayı isteyebilirsin ama üşümeyi göze alarak.
•Kitap okumamayı seçebilirsin ya da sevmediğini dile getirebilirsin ama zihnen dolgunlaşmamayı, kalben olgunlaşmamayı ve düşüncede özgürleşmemeyi kabul ederek..
Evet kitapta en çok etkilendiğim karşı cins bir yazarın bir kızın küçüklüğünü, ergenliğini, genç hâlini, evlilik halini, yaşlı olunca onun gözünden bu kadar derinden en ince duygularına bile dikkat edilerek yazılması beni çok etkilemişti. Çünkü bir kızın bir eşin kocasına olan hisleri, ya anne babasına olan özlemini bir kadınlık ruhunun anlaşılması ve bunu karşı tarafa aktarabilmesi belki de en güzel beceridir.
Kitap ise nerde olduklarını bilimsel olarak bilmeyen hangi ülkede olduklarını, okuma yazma bilinmeyen, halkın zenci oldukları için köle ticareti ile uğraşan beyazların zulmünü anlatıyor. Hikaye Afrikalı küçük kızın babası ve annesi sayesinde az da olsa okuma bilen babasından gördüğü kadarıyla müslüman olan ama onu hayat şartlarının götürdükleri yere ayak uydurması olsun, kaldı ki yaşının üstündeki olgunlukla başına gelenlere mantıklı hareket edebilen bir kızın hikâyesi.
Aşırı beğendim kesinlikle tavsiye ederim
Zenci DefteriLawrence Hill · Pegasus Yayınları · 201576 okunma
"İnsanlar sizi bir daha göremeyeceklerini kavradıklarında garip bir şey oluyor. Sizden bir hikmet bekliyorlar. Önemli anlarda sizi yanlarında istiyorlar."