Ayaktakımı insan olarak kalmıştı. Kalpleri katılaşmamıştı. Kendisinin bilinçli bir çaba ile yeniden öğrenmek zorunda kaldığı ilkel duygulara daima sahip olmuşlardı.
Kafalarında çok fazla konunun iç içe geçtiği, karmaşık müphem bir dünyayı, aşırı gelişmiş sezgileri ve katkılarıyla anlamlandırmaya çalışan insanların böyle bir balıkçı köyünde yaşaması güçtü zaten.