Herkesqibi

Herkesqibi
@Nuran_krl
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Üniversite
45 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Ateşin cevherdeki değerli madenleri ayırt etmesi gibi insan, başına gelen kötülüklerde verdiği tepkiye göre içindeki iyi insanı ortaya çıkarır. Vaizin teşekkürü, madenin ateşe teşekkür etmesi gibidir. O kötülükleri yaşamasaydı, içindeki iyilikler gizli kalacaktı. İyiliğini ortaya çıkarmasına vesile oldukları için kendisine kötülük yapanlara minnettar kalıyor. Vaiz açısından bu olumlu bir davranış ancak halk onun bu yaklaşımını kötülüklerin artmasını istiyormuş gibi algılıyor. Demek ki söylediklerimizin muhataplarımız nezdinde nasıl anlaşıldığı da önemlidir. Vaizi dinleyen insanlar "Vaiz bu kötülüklerin artmasını istiyor" diye düşündüklerinden onu sorguluyorlar. Çünkü halk vaizin içi âleminden uzak, görüneni, yüzeysel olanı algılıyor.
Reklam
Mesnevi'den Söz Açlığa sabredersin, adı "oruç olur. Acıya sabredersin, adı "metanet" olur. İnsanlara sabredersin, adı "hoşgörü" olur. Dileğe sabredersin, adı "dua" olur. Duygulara sabredersin, adı “gözyaşı" olur. Özleme sabredersin, adı "hasret" olur. Sevgiye sabredersin, adı "AŞK" olur.
Nasıl ki bir su damlası sürekli damladığında mermeri oyabiliyorsa, insan da sürekli aynı şeyleri düşündüğünde zihinsel yapısında bir zayıflama meydana gelir. Beyindeki ağsal yapıda bozulmalar ortaya çıkar. Mevlana'nın böylesi tekrarlayan düşüncelerden de uzaklaştırıcı etkisi var. Çünkü Mevlana hikâyelerle öğrenmede sağ beyni ön plana çıkarıyor. Sağ beyin öğrenmesinde müzik, resim gibi sanat alanları, sezgisel öğrenme gibi olgular devreye girer. Yani duygu ile öğrenme gerçekleşir. Bir şeyi sadece sol beyinle öğrenmeye çalışırsanız, sadece ezber yapmış olursunuz. Ama hem sağ beyin hem de sol beyin bir arada işletilirse eğlenceli ve disiplinli bir öğrenme gerçekleşmiş olur. Mevlana'nın hikâyeler aracılığıyla öğren- mede sağ beyni aktif hâle getirmesi öğrenmeyi kalıcılaştırıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Daha önceden sıraladığımız üç yol (bilim, akıl yürütme, sezgi) da hakikate götürmüyorsa sonuncu ve dördüncü yol kişinin inançlarıdır. Kişi hayatta hiçbir şeyi eksiksiz olarak algılayamaz, muhakkak eksikleri vardır. O eksikleri beş duyu ile algılayamıyorsa akıl yürütmeyle, onunla da algılayamamışsa sezgiyle, onunla da algılayamamışsa inançlarıyla tamamlar. Çünkü beyin tanımlanamayan bir bilgiyi kabul etmez. Kişinin bilgiyi beynine kabul ettirebilmesi için öğrendiği şeyi mantıksal bir çerçeveye oturtması gerekir. Yoksa bilgiyi kaydetme sistemi çalışmaz.
Peygamber, kanaat tükenmez hazine demiştir. Gizli hazineyi herkes elde edebilir mi?
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
İnsanın yarısı ayıptandır, yarısı gaybdan.
Sayfa 111Kitabı okudu
Ümitsizliğe düştüğümüz anki inançlarımız, kaderimiz olur. Temizlenmek istiyorsan, suyun sesini duyacaksın, sudan utanmayacaksın.
Sayfa 102Kitabı okudu
Ayna niçin yansıtmıyor biliyor musun? Çünkü yüzünden pas temizlenmemiş..
Einstein, sadece eğlenceyi merkeze alarak, "vur patlasın çal oynasın" diyerek yaşayan bir insanı gördüğünde "Bu insanda kocaman beyne ne gerek vardı, omurilik yeterdi" demiştir. Bu koca beyin insana verilmişse onun görevi sadece temel ihtiyaçları gidermek değil, soyut düşünce üretmek, felsefe yapmak, hayatı ve varoluşu sorgulamaktır.
Sinene git; Çal kapısını ve yüreğine ne bildiğini sor. Shakespeare, Kısasa kısas
Reklam
Görmek, dünyayı şu anki haliyle yaşamaktır, hatırlamak ise dünyayı geçmişteki haliyle algılamaktır. Oysa hayal etmek, evet hayal etmek, dünyayı hiç olmadığı ya da ileride olabileceği haliyle görmektir. İnsan beyninin en büyük başarısı, gerçek dünyada var olmayan nesneleri ve olayları hayal edebilmektir ki insanın geleceği düşünmesine olanak tanıyan yetenek de işte budur.
İnsan hayatında gerçek mutluluğu oluşturan şeyler bakımından, yoksullar kendilerinden çok yukarıda görünenlerden daha aşağıda değildir. Bedenin rahatı ve kafanın huzuru açısından hayatın tüm farklı rütbeleri hemen hemen aynı seviyededir. Yolun kıyısında güneşlenen bir di- lenci kralların uğruna savaştığı güvenliğe zaten sahiptir.
Sayfa 279Kitabı okudu
Eğer insanlık, yapılabilir herhangi bir şeyi yapmanın neye benzediği hakkında yaşayan bir bilgi kütüphanesiyse, kütüphane kartı olan insanlar neden bu kadar kötü kararlar alıyorlar? Sadece iki ihtimal var: İlki, başkalarından aldığımız birçok öğüdün akılsızlık edip kabul ettiğimiz kötü öğütler olmasıdır. İkincisi, başkalarından aldığımız birçok öğüdün akılsızlık edip reddettiğimiz iyi öğütler olmasıdır. Öyleyse hangisi? Başkaları konuştuğunda çok mu iyi dinliyoruz yoksa yeterince iyi dinlemiyor muyuz?
Sayfa 274Kitabı okudu
Eğer geçmiş, birkaç deliği olan bir duvarsa, gelecek duvarları olmayan bir deliktir. Hafıza, doldurma hilesini kullanır ama hayal gücü doldurma hilesinin kendisidir. Bugün hatırladığımız geçmişi hafiften renklendiren, hayallerdeki geleceğe baştan sona ilham verir.
Sayfa 155Kitabı okudu
Mutluluk ilmi, olasılıklarla oynamayı gerektirir. Bu yüzden, bize sağladığı bilginin her zaman biraz yanlış olma riski vardır. Fakat onunla bahse tutuşmak isterseniz, bir kere daha yazı tura atın, cüzdanınızı çıkarın ve Paul'e benim için de bir şeyler hazırlamasını söyleyin.
Sayfa 102Kitabı okudu
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.