O halde gizemli kesişmelerin(...) büyüsüne kapıldığı için romanı kınamamalı; asıl, gündelik yaşamındaki bu tür kesişmeleri göremediği için insanoğlunu kınamalı. Çünkü böylelikle yaşamını güzelliğin bir boyutundan yoksun bırakmaktadır insanoğlu.
" O hayattayken ihtiyaç duyduğum şeyler vardı ama öldükten sonra bana verebileceği bir şey kalmamıştı. Bir ev versin istemiştim mesela; içinde onun da olduğu bir ev. Hayattayken buna gücü yetmedi. Öldükten sonra da zaten bütün bunların anlamı kalmadı.
O sönmüş ışıkla yaşamak ile yanan ışıkla yaşamak arasındaki farkı tıpkı karanlık bir mağarayı kibritle aydınlatmak ile güçlü bir ışık kaynağıyla aydınlatmak arasındaki fark gibidir.