Yaşamının en önemli özelliği: İnsanlar konusunda sürekli yanılmak." diyen Dostoyevski bize bu konuda hayli yanılacağımızın sinyallerini veriyor. Kitapta işlenen ana tema aşk ve karakterli bir insan olmanın önemidir. Ama bu aşk 700 sayfa boyunca şekil değiştirmekte karakterlerin nezdinde sürekli değişen bir aşktır.....
Buradaki aşk Dostoyevski nin kendi perspektifiyle ortaya konulduğu için tarifi zor yapılacak bir şeydir.
Bir acıma duygusu mu , bir eziyet aracı mı, bir nefret mi, bir zenginlik, bir makam hırsı mı yoksa sadece saf ve temiz bir duygu mu ? Tabi en sonda yorumu yine okuyucuya bırakıyor.....
Kitapta ana karakter, iyi kalpli, içi iyiliklerle dolu , saf bir prens olan Mişkin'dir. Prens Mişkin bir sara hastasıdır ve aşırı saflığından dolayı etrafındakilerce bir budala olarak kabul edilmektedir. Diğer önemli karakterlerden biri, kendisine babasından büyük bir miras kalmış olan , hızlı yaşamayı seven, güçlü bir yapıya sahip Rogojin karakteridir. Bu ikilinin arasındaki bir türlü paylaşılamayan karakter ise Nastasya Filippovna'dır.
Konunun en ilginç yanı ise aralarındaki onca çekişmeye ve zıt karakter yapılarına rağmen , bu üç karakter de zaman zaman istisnalar olsa da kitabın final kısmına kadar birbirlerine dost kalmayı başarabilmektedirler. Tabii ki finalde çok farklı olaylar bizleri beklemektedir.
İlk ikiyüz sayfa ve son ikiyüz sayfa çok akıcı geçse de aralardaki bölümler kitabın akıcılığını biraz durdurmuş sanki. Çünkü çok fazla sayıda karakter analizi yapmış ve olay örgüsü azalmıştır....
Ama yine de Dostoyevski okuyan insan bunların hiçbirinden sıkılmadan çok isteyerek okur....iyi okumalar....