Bunları niye istiyorsun onu soruyorum.
Kendi kendine eşya toplayan, bunları bir köşede biriktiren her takıntılı kişinin arkasında bir kalp kırıklığı, derin bir dert, açıklaması zor bir ruhsal yara olduğu anlamına geliyordu bu soru. Benim derdim neydi? Sevdiğim biri ölmüştü de cenazesinde yakama resmini takamadığım için mi dertliydim? Yoksa, tıpkı bu soruyu soranıki gibi derin derdim hiç ifade edilemeyecek, utanç verici bir şey miydi?
Benim yorumum: Hayır Kemal bence sadece aşıktın. Bence bu kitapta aşkın sandığımız kadar saf olmadığını, çok derin yaralar açabileceğini, acısı katlanılmayacak kadar ağır olduğunu en derinimde tekrar hissettirdi. Eğer bu kitabı okuyup aşk hakkında hiçbir fikri olmayan -ya da ben hala aşkı yaşamanın saflığını kabul etmek istiyorum- biri olursa ‘hayatım boyunca aşık olmak istemiyorum’ der.