Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Nvroz
Nvroz
@Nvroz
Evli,bir paşa annesi
Hakkâri
243 reader point
Joined on December 2020
Yazarın daha önce hiç bir kitabını okumamıştım,ilk kez bu kitabıyla tavsiye üzerine tanıştım ve iyiki tanışmışim.
Kitabı ilk elime aldığımda beni nasıl bir hikaye bekliyor hiç bir fikrim yoktu, sadece büyük bir merak duygusu vardı içimde nasıl başlıyor nasıl bitecek gibi kaygılar vardı.
İlk sayfalarda önce biraz zorluk çektim hikayeyi algilamakda , daha sonra giderek daha çok sevmeye ve endişelenmeye başladım.
Kitabın beni bu kadar etkileyeceğini ,beni alıp lise yıllarına götüreceğini hiç bilemezdim...
İşte yine kitabı değerlendirmeye gelirken bütün aklımdaki kelimeler kendiliğinden kayboldu ve ben yine nasıl bir giriş yapacagima bir türlü karar veremedim...
Naoka ile vatanabe 'nin büyük aşkı ile başlayan ve daha sonra giderek bu aşka dahil olan farklı dünyalara sahip üç ayrı kişi.universteli olup yaşadıkları o heyecan dolu yılları ,aralarına giren o uzun mesafeli yollar onları kavuşturamadan biten büyük aşk sonrası büyük acı ,keder,hüzün ve ızdırap içinde geçen mücadele tek tek ele alınmış.
İnsan kitabı okurken gerçekten eski günlerine ,okul hayatına hatta çocukluğuna gidiyor,o kadar hayal nereye gitti diye düşünmeden edemiyor.ben bu kitabı biraz uzun bir sürede bitirdim ama keşke başka bir dönemde okusaydim daha iyi olacağını düşünüyorum.yinede kitap çok güzel ve çok etkileyici.kesinlikle okunmalı ve tavsiye edilmedi gereken bir kitap....
Keyifli okumalar
Çok genç yaşta babasını kaybeden jemore bundan sonra ki hayatını yaşlı annesiyle devam ettirirken karşısına çıkan ilk aşkla hayatının nasıl değişeceğini hiç tahmin edemez.
Daha sonra başka bir ülkede annesini de kaybederken yaşadığı zorluklar giderek daha da ağırlaşır.
Dayısı kızını gördüğü gibi aşık olur ve böylece kıvılcımlar alev alır.aradaki tek engel küçük kız kardeşi olsa da onların aşkı o engeli aşacaktır.
Çok sevdikleri halde kavuşamayan jemore ve Alissa uzun uzun mektupları sizi eski günlerinize götürecektir.
Keyifli okumalar
Birlikte olduğumuz uzun yıllardan bu yana ilk kez birbirimize ait olduğumuzu hissettim.sonra ansızın yalnızlıktan delireceğim korkusuna kapıldım;
Bir dağ yolunda küçük evde geçen hikaye Bruno ,nün iş için gittiği Finlandiya da geldikten sonra başlar.
Bruno uzun yalnızlık çektikten sonra eşine "İşin tuhafi,bu yalnızlığı yaşadıktan sonra artık sizsiz bile olabilirim " der ve kadın ise hiç düşünmeden direk o zaman artık herkes kendi yoluna diyip oğlu ile yaşamaya devam eder...
Kadın aslında zaten bunu uzun süredir düşünüyor ve verdiği ani bir kararla artık oğlu ile beraber yeniden yayın işinde çalışmaya karar verir.
Bir kadının günlük hayatı ,oğluyla olan mücadelesi,yalnız bir kadına bakış açıları ele alınmış.
Kitap çok ince o yüzden hiç sıkılmadan bir günde bitirilen bir hikaye . keyifli okumalar
Reader Follow Recommendations
Dünyanın en büyük aşk hikayesi demişler bu kitap için . evet gerçekten de öyle ...
Aşk güzelmidir yoksa aşık olmak mı güzeldir, bu konu tartışılır.
Gelelim kitabın baş kahramani Danyar ile Cemile 'nin hikayesine dokunalïm
Bir kadın severek evlense çok mutlu olacak anlamına gelir mi,bu ne kadar doğru olur orası tam kesin değildir.Cemile gelin olarak gittiği kurulca koyunun durumu yerinde olan iki haneli bir evin en büyük oğluyla evlidir.tabi o zamanlar da savaş olduğu için eşi Sadık ise askerdedir.
Geri kalan aile fertleri ise çalışarak geçimini sürdürmektedir.hasat mevsimi geldi çattı derken toplanan başaklar buğday olmak üzere değirmene gider.
Çay kenarında ilk bakışta Danyar cemileye tutulur ve orada başlar aşk hikayeleri....
Satırları okurken böyle bir şey mümkün olabilir mi diye sorulduğunda insan ne cevap verebilir ki?
İşte büyük aşkın hikayesi gerçekten çok güzel bir kitap ...
Ben en çok bahçemin çiçeklerini ,köyde damda uyuduğum günleri ve akşamları yıldızları seyretmeyi özledim...
Ektiğiniz her tohum yeşerir meyvesini verir sonra onu yemek ya nasip olur ya da hiç olmaz.Ülkesini tekedip gitmek zorunda olan yolcu ,çektiği zorlukların üstesinden gelmek üzere can arkadaşı Mustafa ile onun babasının hayatını anlatıyor
7 farklı denemelerden oluşan bu kitap ayrılığı,acıyı ,yokluğu,hasreti,gurbeti en çok ta" ben gurbeti sende yaşadım "diyor ya işte o sızlatıyor insanın içini , dokunuyor yaraya...
Köy hayatını ve çocukluğunu bir bir anlatıp bizleri o günlere götürüyor.Keyifli okumalar
Yeryüzünde düşler olmasaydı hayat nasıl akıp giderdi acaba?
İhsan Oktay Anar daha önce suskunlar kitabını tavsiye üzerine okudum ,çok beğendim hem çok okunmuş hemde baya tavsiye edilmisti.
Bu kitabı ise İlber Ortaylı ,nin okuduğum bir kitabında özelikle önermiş ve baya methedilmişti bende öneri üzerine okumaya verdim.
Kitaba gelecek olursam baş kahramanı olan Bünyamin ve onun babası uzun İhsan efendi ile kendi küçük evlerinde hiç çalışmadan para vermeden eve gelen eşyaları merak ederek başlar herşey,bunun yanında büyük dayisi olan Arap İhsan efendi ise kendi dünyasında kurduğu düşlerle geleceği görmek için uyuduğu uzun uykular ve gördüğü değişik rüyalar anlatılıyor.
Uzun İhsan efendi yaptığı atlası oğlu Bunyamine miras bırakmak için çabalar ve bunun için herşeyi göze alarak bildiği sırrı söylemeyip kör ,sağır olmayı dağı kabullenir.
Bünyamini zorlu bir sınav beklerken kimlerle karşılaşacağını hiç bilmez,ama herşey önceden o atlasta yazılıdır.kaderin onu neler beklediğini hiç bilmeden bir yola koyulur ve karşısına Ebrehe çıktığında Tamamen herşey başlamış olur.
Çünkü her baba oğluna bir şeyler öğretmek,ona doğru ve gerçek olanı göstermek ister.
Bu muhteşem kitabı mutlaka okuyun keyifli okumalar
"Zaman ile diğer üç boyut arasında bilincimizin onun üzerinde hareket etmesi dışında hiçbir fark yoktur"
Diyerek kitaba gelecek olursam, öncelikle gerçekten muhteşem bir kitap ,akıcı ve sürükleyici o yüzden hiç sıkılmadan iki yada üç gün içinde bitirdim..
Victoria döneminde yaşayan bir bilimci icat ettiği zaman makinesine biner ve kendini bir anda hiç bilmediği daha önce hiç gitmediği Thames vadisi 802.701 Yılında bulur..
Başlangıçta dünyanın bütün dertlerinin sona erdiğini,vefanın yerini güzelliğe,refaha ve barışa bıraktığını zannetse de yanildiğini anlaması çok uzun sürmez.
Orda hayat tamamen farklıdır,insanlar vahşi ve kendi hallerinde bir uzaylı görmüş gibi şaşırırlar.
Zaman yolcusu hayret ederek büyük bir şok geçirir çünkü karşıdakiler Eloi diğer ismiyle morlok adı verilen bir insan türüyle tanışır.Dillerini hiç bilmediği bir yerde onu bekleyen bu zorlu süreç büyük bir mücadele vereceğini gösterir,çünkü orda zaman makinesi kaybolur ve tek başına öylece kalır.
Evet çok fazla uzatmadan hikayeyi tadında bırakıp kalanını size bırakıyorum.
Bende bu kadar büyük etki ve heyecan bırakan bu kitap siz de daha büyük heyecan yaratabilir.kesinlikle tavsiye ediyorum mutlaka okuyun keyifli okumalar
Daha önce hiçbir kitabını okumadım bu kitabıyla İlk kez tanışmış olduk.
Memleketin gerçeklerini yazmak isteyen bir realist romancı bugün ki tarih devresinde köyü, köylüyü yanlışsız tanımak,fantezilerini kullanmadan tanıtmak zorundadır.Burda köy hayatı ve hep birlikte verdikleri mucade ele alınmış tabi bunun yanında geçim sıkıntısı , kadınların eğitimsizlik durumu sadece kadınlara ihtiyaç gözüyle bakılması, daha sonrası apansız gelişen savaşlar da köy halkının gücü yetersiz olduğu için asker uğruna kendilerini feda etmeleri anlatılmış.
Açıkçası pek beğenmedim yani beklentimin çok aşağısında buldum.o yüzden maalesef tavsiye edemiyorum.Yinede tarih okumak isteyenler için öneri olabilir....
Daha önce coşkuyla ölmek kitabını tavsiye üzerine okudum çok beğendim gerçekten etkileyiciydi.Bu kitabı ise İlber Ortaylı çok tavsiye etmiş bende bunun üzerine merak etmiştim.
Gelelim kitaba, 5 farklı öykü 5 bağımsız hayat birbirinden ayrı anlatılmış.
Müzik hocasının öyküsünden kısa bir not ile paylaşmak istedim.
"Bazı şarkı sözleri, yaşarken hiç duymadığım bu sözler bana dünyanın en acı ama en can alıcı hakikatleri gibi geliyor, bazı an ve sözlerde kalbimin paramparça olduğunu, ölmek istediğimi duyuyordum.
Söylediklerim kendimi tedavi etmeye mi yönelik,anlamaya mi,avutmaya mi, yoksa zamanı farkına varmadan ağrısız geçirmeye mi,ya da bu farkına varılmış bir zamanın yankısı mi hiç bilemedim.
Bu kitap aslında sorgulatiyor, bir hata yaparsa sonra yine aynı hatayı yapar mı?Bir kere yalan söylerse devamı da yalanla biter mi? Evet işte buradaki asıl kahraman Aslan Beyin hayatını okurken yaptıkları , yapamadıklarını, acısını,mutsuzluğunu,neden bu kadar karamsar olduğunu ve en çok ta neden bu kadar çok yalan söylediğini sorgulayacak siniz.
İnanç herşey,herşeyin yarısi falan derler ya, inançsızlık nedir? Peki ,o öbür yarısi mı?
Biz olsaydık ne yapardık belki bu hayata katlanirdik yada yaşayıp görmemeyi ogrenirdik....
Tavsiye ederim kütüphanenizde yerini almalı
Toz duman kenarlardan, taşradan ve kuytulardan,memleketten yoksulluk halleri.Utananlar,üzülenler, aşıklar,yevmiyeciler,küçük kasabalar,hazin ve uzakta kalan hayatlar.
Devran,inatçı neşesiyle geçip giden zamanın çarpıklığını anlatıyor.Umut umut,cümle cümle....
Evvela mahsus selam ediyor doğan güne.
Birbirinden farklı,yaralı, acımasız,kalbi kırık olanların hikayesi ve yaşadıkları dramlar sonucunda onlarda kalan izler anlatılıyor...
Kısa kısa öyküler sohbet tadında kendiliğinden akıp gidiyor...
Keyifli okumalar
1930 yılında yayinlanan bu kitap psikolojik olmasıyla birlikte hem dili çok yalın hemde daha çok sade bir dil tercih edilmiştir.
Aslında bu kitapta baş kahramanın isminin verilmemesi hem otobiyografi olması ,yazarın kendi başına geldiği olayı da anlatmış olduğu söylentisi de vardır.
Evet kitabi ele alacak olursam, tabi çok uzun süre önce okudum.
Romanın 15 yaşındaki genç mi yoksa delikanlı mi artık ne dersek ,baş kahramanı 7 yaşından beri dizindeki tam olarak teşhis edilemeyen bir hastalıktan dolayı sıkıntılar çekmektedir.
Hayatı hastane kapılarında, doktor önlerinde geçmiş son olarak yapılan tetkikler sonucunda dizindeki rahatsızlığın "kemik veremi " olduğu anlaşılır.
Maddi durumu kötü olan aile çocuğu İstanbul da ki akrabasına göndermeye karar verir ve böylece küçüklükten beri arkadaş olduğu Paşa'nın kızı Nüzhet 'e aşık olur.Aski karşılıksız kalmaz .Ne var ki Nüzhet ' de Dr Ragıp adında biri ister.
Burada yorumu sonlandırıp kalanı değerli okuyuculara bırakıyorum.merak dolu bı sürükleyici kitabın sonunu siz getirin.simdiden keyifli okumalar
Çok uzun süre önce hatta on yıl bile diyebilirim o zaman okumuştum .
Bize hep tavsiye edilmiş ve hocalarımız derslerde mutlaka okuyun diye öneride bulunmuştur.
4 kız ve 1 erkek babası olan Ali Rıza Bey memurluk hayatında herşeyden önce kendi adına leke getirmeyen ve o kadar da gururlu bir babadır.
Çalıştığı bütün yerlerde işine son derece sadık, titiz,temiz ve dürüst bir memurdur.
Her baba için çocuklarının iyi yetişmesi,iyi ahlak, terbiye edilmesi ve iyi bir eğitim görülmesi dilenir.
Maalesef ki burda durum biraz karışık ve hatta öğesidir.Oglunun bankada gördüğü kıza aşık olması sonucu evliliğe her ne kadar karşı ciksada sonunda bu evlilik olur ve böylece bir felaket başlamış olur.
İşte bu ilk olayla aile sarılırken devamında hiç te kolay olmayacak yükler omuzlara konar.
Bir oturuşta başlayıp bir solukta bitireceksiniz....
Hepimiz vahşiye özlemle doluyuz"
Vahşi kadın arketipi kavramı, gözümde ilk kez işte bu noktada, kurtlarla ilgili bı kitapta okuma fırsatım oldu.
"Bir kadının depresyonlarinin,can sikintilarinin ve sayiklamali kafa karışıklıklarinin çoğu; yeniliğin,şevkin ve yaratıcılığın kısıtlandığı yada yasaklandığı son derece sınırlı bir ruhsal yaşamdan kaynaklanır"
Kadın pekala aksamaktadir,ama siz onun ne kadar güzel göründüğü bakın,ne kadar iyi olduğuna bakın,ne kadar iyi şeyler yaptığına bakın.Kuruyup kaldığımız zaman her şeyi idare ettiğimiz,her şeyin iyi olduğunu göstermek için tamamen sakat gibi yürümeye çalışırız.
"Kaybolan ister ruh derisi olsun,isterse üstünüze uymayan kültür yapımı deri , işin aslı başkadır gibi yaparak aksariz.cunku biz mücadele eden ve Sabri, öfke, Zorluk, acımasızlık,ihanet görmüş kadın topluluğuyuz.
Bu kitabı daha önce okusaydim acaba bende bu kadar etki birakirmiydi? Bilmiyorum.cunku ben öncelikle bir kadın , daha sonra bir anne olarak değerlendirdim ve öykülerde adeta kendimi buldum.her bir öyküde kendimi farklı sorguladım ve bir kenara bırakıp uzun uzun düşündüm.ölctum,biçtim değerlendirdim hatta kafamda kaç kere neden diye sordum.
Bana tavsiye eden arkadaşım Yasemine buradan kendisine Cook teşekkür ediyorum.
Bu kitap bir başucu ve sandıkta saklanması gereken nesilden nesile aktarılan bir kıymetli kitap.... mutlaka okuyun ve tavsiye edin keyifli okumalar
Okuduğum tarihi pet net hatirlamasamda çok uzun aradan sonra fırsat bulup yorumlamak istedim.Ayse kulun beni en çok etkileyen kitabı adı Türkan ve Sevdalinka olmuştu.kitaba gelecek olursam,
Kapalı bir yapısı olan Anadolu Türk ailesinin gözlerini kurcalıyor.Egeli bir ailenin kuşaklardir içinde gizlediği sırların peşinde akan bu roman, şaşırtıcı olay akışıyla olduğu kadar ustalıkla kurgusuyla da okuru nefes kesen bir serüvene sürüklüyor.
Özünde bir ana_kiz romanı olan gece sesleri,bir yandan ailenin bu çok tartışmalı ilişkisini gözler önüne sererken,bir yandan da Türk Toplumunun yaşadığı derin sarsıntıları dile getiriyor.
Kitapta daha çok aile dramı ele alınmış.Aileye büyük önem verilirken aslında bazı kurallar da görülmemiş.
Yorumcuların bir kısmı kitabı hiç beğenmemiş ,kalan kısmı ise baya beğenmiş, açıkçası ben ikilemede kaldım... keyifli okumalar
İstihbarat teşkilatının mesleğine aşkla bağlı elemanı Sedat in hayatı üst üste gelen musibetlerle alt üst olmuştur.
Babası gibi sevdiği amiri Yıldırım 'in öldürülmesinin şokunu atlatamadan kendisi de suikasta uğrar.
Tüm bunların üstüne yegane yaşama sevinci olan Mine ' nin kaybolmasıyla hayatı tam bir cehenneme döner.
Ancak o pes etmez sevgilisinin peşine düşer.
Üstelik Sedat evli ve bir çocuk babasıdır.Aklini kaybetmiş olabilir mi?
Sonunda Mine ye nasıl ulaşacak ip uçları onu nerelere götürecek?
Yunanistan da Türkçe'ye çevrilen ilk polisiye romanıdır.
Sürükleyici ve o kadar da tahminlere dolu bu kitap sizde nasıl bir etki bırakacak?
Tavsiye ederim keyifli okumalar
