Roubaud ve Séverine evlidir. Eşine çok aşık olan bu adam, onun ihanetini öğrenir. Bu ihanete sebep olan ve yaşadıkları yörede zengin ve Başkan sıfatıyla bilinen Bay Grandmorin olduğunu öğrenince çılgına döner. Grandmorin, aynı zamanda Séverine'i küçüklüğünden beri kendi evinde kendi kızından ayırmadan yetiştirmiş, evlenince ona çeyiz ve ev hediye etmiştir. Ancak bu masum genç kızdan da istifade etmiştir. Rauband planını uygular ve trende başkanı öldürür. Gece vakti olan bu olayı, başka bir bölgeden tren hareket ettiği sırada makinist Jacques görür; ama gördüklerine inanamaz. Başkanın ölümü araştırılıp cinayet suçu başka birisine atılır. Ama bundan da emin olunamaz. Katil bilinmiyordur. Sorgulama sürecinde Séverine ve Jacques arasında yakınlaşma olur. Sonrasında aşık olurlar. Ancak Jacques'in hastalığı vardır: Kadın öldürmek! Belli bir zaman sonra kendini zor tutmaya çalışır Séverine karşı. Her yakınlaşmada öldürme arzusu artar. En sonunda dayanamaz , öldürür. Artık tam anlamıyla sahip olmuştur öldürürerek...
Romanda katil kim , suçu ne biliniyor. Romanı cazip kılan, bunca olay yaşanırken adaletin işleyip işlemeyeceği, bulunan delillerin başarısız bir savcının ön sezilerinin altında heder olacak kadar değersizleşmesi, masum bir insanın iki defa suçlanması ve ilahi adaletin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği...
Uzun zamandır böyle harika bir cinayet ve aksiyon romanı okumamıştım. Tek eleştirim eserin ismiyle ilgili. Bence Şeytanlaşan İnsan olmalıydı. Zira hiçbir hayvan dostumuz kendi cinsine ve bizlere böyle bir vahşeti yaşatmaz...