Oguzalp Emirhan

Ey müslüman ! Kimin gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğine and içiyorsun ?
Din birliğinin de bir ulusun kuruluşunda etkili olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüzün önündeki Türk ulusu tablosunda bunun tersini görmekteyiz. Türkler, Arapların (islâm) dinini kabul etmeden önce de büyük bir ulus idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin (İranlıların), ne de Mısırlıların ve başkalarının Türklerle birleşip bir ulus oluşturmalarına hiçbir etki etmedi. Tersine, Türk ulusunun ulusal bağlarını gevşetti; ulusal duygularını, ulusal heyecanını uyuşturdu. Bu pek doğal idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin amacı, bütün ulusların üstünde yaygın bir Arap ulusçuluğu politikasına dayanıyordu. Bu Arap düşüncesi, ümmet sözcüğü ile dile getirildi. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya yaşamlarını Allah sözcüğünün her yerde yükseltilmesine adamaya zorunlu idiler. Bununla birlikte, Allah'a kendi ulusal dilinde değil, Allah'n Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla tapınma ve duada bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu durum karşısında Türk ulusu birçok yüzyıllar boyunca ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin, âdeta, bir sözcüğünün anlamını bilmediği hâlde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.
Sayfa 28 - AtatürkKitabı okudu
Reklam
İnsanları Seviyelerine Göre Ağırlama Âdâbı
Allah Rasûlü ﷺ, bütün peygamberlere insanların anlayış seviyelerini esas alarak onlara hitap etmelerinin emredildiğini bildirmektedir. Aksi bir hitap şekli insanların ihtiyaçlarını gidermediği gibi inançlarında da sapmalara yol açar. Nitekim Hz. Ali (ra) şöyle buyurmaktadır: “İnsanlara anlayabilecekleri şeyleri anlatın, inkâr edecekleri hususlardan ise uzak durun. Allah ﷻ ve Rasûlü’nün ﷺ insanlar tarafından yalanlanması sizi sevindirir mi?”
Sayfa 131Kitabı okudu
Bir Meclisten Ayrılma Âdâbı
Allah Rasûlü ﷺ bir meclisten kalkmayı murat ettiğinde; سُبْحَانَكَ اَللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ أَشْهَدُ أَنْ لَ إِلَهَ إِلَّ أَنْتَ أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ “Allah'ım seni hamd ile tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehadet ederim. Günahımı affetmeni niyaz eder, sana tevbe ederim.” derdi.
Sayfa 125Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ezan İslâm’ın Manifestosudur
İnsanlık tarihinin son on beş asrı göstermiştir ki, en mesut cemiyet yapısını, “Muhammedu’r-Rasûlllah” diyenler ve namaz kılanlar kurmuştur. Felaketten kaç çıkış yolu ve kaç saadeti tesis usulü varsa hepsi yalnız İslâm’dadır: “Hayya ale’l-Felah”.
Sayfa 49 - Hüküm KitapKitabı okudu
Az bilene aydın çok bilene cahil
Bilimin azı tanrıdan uzaklaştırır, çoğu da tanrıya yaklaştırır.
Sayfa 193 - Louis PasteurKitabı okudu
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam