Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Daha önce 1984 kitabını okuduğumda Orwell'in içinde yaşadığımız ülkeyi, hatta dünyayı kusursuz bir şekilde resmedişine hayran kalmıştım. O sebeple kitabı elime aldığımda beklentim yüksekti ve beklentimi fazlasıyla karşıladı. Kitap aslında Stalin dönemi Rusya'sının bir eleştirisi olmasına karşın, güncelliğini fazlasıyla korumaktadır ve bence bu güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecektir. Hayvan Çİftliği'ni okurken, alegori sanatının zirvesine tanık olacaksınız. Anlatılan her hayvanın günümüzdeki izdüşümlerini rahatlıkla bulup hayret edeceksiniz. Hayvanlar, çiftlikteki zorba yönetime isyan edip ihtilal yaptıktan sonra ; yaşanan ideolojik sapma, gücü ele geçiren domuzların oluşturdukları dikta ve kitaptaki her olay, okuyucularına büyük dersler veriyor. Özellikle Kuzgun Moses' in hiçbir şekilde üretim yapmamasına, çalışmamasına rağmen hayvanlara hayal satarak yaşamını rahatça devam ettirmesi, din tacirliğini anlatan mükemmel tabloyu gözlerimizin önüne seriyor. Domuzların ağızlarından çıkan her sözü kanun kabul eden koyunlar, ara sıra şüphe etse de yoldaş kabul ettikleri için tüm gücüyle çalışan Boxer, manipülasyon ustası domuz Squealer, Napoleon' un sinsice fikirlerini çaldıktan sonra düşman ilan ettiği iyi niyetli Snowball, kısacası kitapta bulunan her karakter beni oldukça etkiledi, bununla birlikte Hayvan Çiftliği'ni kendi açımdan 1984'ün bile önüne getirdi.