"Büyük bir kedi, kendi kuyruğunu kovalayan küçücük kediye
sorar: Neden kuyruğunu kovalıyorsun?' Yavru kedi cevaplar:
Mutlu olmak istiyorum ve mutluluğun kuyruğum olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda
mutluluğu da yakalayacağım.Bunun ardından büyük kedi gülümser ve Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. Ama sonra
şunu fark ettim ki, ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam hep peşimden geliyor' der"...
Oysa birini sevmek onun hikâyesini
sevmektir. Ve birbirini sevmek de
ortak bir hikâye inşa etmektir.
Anlattığımız ve ifade ettiğimiz hikayeler
kadar varız. Onun dışında hepimiz
eksikli, noksan ve hamız.
İnsan bencil bir varlık. Kendi emeğini sever. Birinden vazgeçemiyorsa da o kişiye verdiği emekten vazgeçemiyordur aslında. Maddi manevi o kişiye yaptığı yatırımdan, verdiği emekten vazgeçemez ama o emeği de esirgiyoruz sanki birbirimizden.