Sürekli sepete ekleyip son anda çıkardığım, hep ertelediğim bir kitaptı. Size tavsiyem siz ertelemeyin. Elinize geçen ilk fırsatta okuyun, okutturun.
Yazarı herkes gibi "Uçurtma Avcısı" kitabından tanıdım. Dili sade, akıcı ve betimlemeleri yerinde yapan bir yazar.
Kitabı okurken sanki kendimi film seyrediyormuş gibi hissettim. Yazılan her şey aklımda canlandı.
Kitabın ana karakterleri Meryem ve Leyla'nın yaşadıkları onca şeye rağmen çocukları (ya da çocuğu gibi gördükleri) için güçlü durmaya çalışmaları, birbirlerine kol kanat germeleri, hayatla bağlarını koparmayı hiç düşünmemeleri bana karışık duygular yaşattı. Leyla ya da Meryem'in yerinde olsaydım onlar kadar dayanabilir miydim bilmiyorum. Kendimi onların yerine koyamıyorum bile insan bazı şeylerin sadece kurgu olarak kalmasını istiyor. İnşallah ülkemiz böyle sorunları hiç yaşamaz.
Leyla'nın sonunda yetimhaneyi yeniden onarması ve öğretmenlik yapması da benim için duygusal bir andı. Ben de bir öğretmenim ve ülkemi gururlandıracak başarılara imza atmak, onu bir adım daha ileri taşıyacak projelerde yer almak istiyorum. İşte o son sahneler beni iyice gaza getirdi. Umarım yerine getirmek de nasip olur.