Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fatma

Sabitlenmiş gönderi
t.me/kitapalintilari_21 Yeni açtığım telegram kitap kanalıma beklerim :)
Reklam
Mustafa Kemal diyordu ki: — Fuat bir gün gelecek, biz de paşa olacağız. Fakat mes­leğimizde şerefle hizmet ederek belki yavaş belki de süratle yükseleceğiz. Rütbelerimizi muharebe meydanlarında kazana­cağız, yoksa Fehim gibi, müstebit bir padişaha kul köle olarak değil.
Sayfa 64 - İnkılap ve Aka kitabevleri
Şeref yerine, şan yerine kendi milletinin nefretini kazanmıştı.
Sayfa 64 - İnkılap ve Aka kitabevleri

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oradan ayrılırken Mustafa Kemal: — Fuat, dedi. İnsan yaşlandıktan sonra şehirlerin gürül­tülü hayatından muhakkak uzaklaşmalı, böyle sakin ve ağaç­lık bir yere çekilmelidir. Bak, şu karşıdaki köşk insanın ru­huna nasıl bir ferahlık veriyor.
Sayfa 54 - İnkılap ve Aka kitabevleri
Reklam
Mustafa Kemal’i, üçüncü sınıfta meş­gul eden en önemli şey, işte bu hürriyet meselesi idi, bunu kurtardıktan sonra her sahada idareyi dü­zeltmek mümkün olabilirdi. Bunun için de muhakkak teşkilât­lanmak lâzımdı. Teşkilâtı memleket içinde ancak genç subay­lar yapabilirlerdi.
İnkılap ve Aka kitabevleri
Fakat kimse or­taya çıkıp: — Nereye gidiyoruz, memleketi nereye götürüyorsunuz? Diye soramıyordu, sormak cesaretini gösteremiyordu. Şarkın alışık olduğu miskin bir tevekkül içinde susuyordu. Çünkü Padişahtan ve onun hafiyelerinden korkuyorlardı.
Sayfa 33 - İnkılap ve Aka kitabevleri
Günde kaç defa "Padişahım çok yaşa!" diye bar­bar bağırdığımız devrin Padişahı Sultan Abdülhamid II. gö­zümüzden yavaş yavaş düşüyordu. Tıbbiye’deki genç ve aydın hürriyet taraftarlarının sürgünlere gönderilip ocaklarına incir dikildiğini duydukça âdeta feveran ediyorduk. Bir gün bizim de başımıza böyle bir şey gelebilirdi. Devlet idaresinin iyi iş­lemediğini, suistimallerin alıp yürüdüğünü, memurların ve subayların maaşlarını alamadıklarını, buna mukabil saraya mensup sırmalı hafiyelerle tevabilerine maaşlarından başka keseler dolusu altın verildiğini haber aldıkça, Sultan Hamid’e esasen pek de kuvvetli olmayan güvenimiz büsbütün sarsılı­yordu.
Sayfa 32 - İnkılap ve Aka kitabevleri
Okul sıralarında başlayan arkadaşlık­lar kolay kolay sarsılmaz.
İnkılap ve Aka kitabevleri
Eğer kitabet hocamız Alay Emini Mehmet Asım Efendi imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olup çıkacaktım. Çünkü hevesim vardı. Asım Efendi bir gün beni çağırdı. Bak oğlum Mustafa dedi, şiiri filân bırak. Bu iş senin iyi bir asker ol­mana mâni olur. Diğer hocalarınla da konuştum, onlar da benim gibi düşünüyorlar. Sen Naci’ye bakma, o hayalperest bir çocuk, ileride belki iyi bir şair ve hatip olabilir, fakat as­kerlik mesleğinde katiyen yükselemez. Hocamın ne kadar haklı olduğunu hâdiseler ispat etti. Çok arzu ettiği halde Naci, erkânıharp zabiti olamadı.
Sayfa 8 - İnkılap ve Aka kitabevleri
Reklam
Babası: — Adam olmak için okumak, öğrenmek şarttır. Başka çaresi yoktur.
İnkılap ve Aka kitabevleri
Yıllar sonra birer kurmay subay olarak Selânik’te bulun­duğumuz zaman her iki okulu da birlikte ziyaret etmiştik. Ma­halle mektebinin kapısında koskoca bir kilit vardı. Anlaşılan kapanmıştı. Mustafa Kemal: — isabet olmuş. Dedi.
İnkılap ve Aka kitabevleri
Annemle babam arasındaki anlaşmazlık epeyce sürdü. Araya halam Emine Hanım da girdi. Pek mühim bir mesele imiş gibi diğer akrabalar da işe karıştılar. Fakat benim fik­rimi soran olmadı. Nihayet hal çaresi bulundu. Önce İlâhilerle mahalle mektebine başladım. Bu suretle anamın dediği oldu. Bir kaç gün sonra oradan çıkarak Şemsi Efendi’nin mektebine kaydedildim. Babam da memnun kaldı.
Sayfa 4 - İnkılap ve Aka kitabevleri
7,6bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.