İnsan “şu andan itibaren gerçeği söyleyeceğim.” diyebilir. Ama gerçek bunu duyar ve adam daha lafını bitirmeden kaçıp saklanır. İnsan olmanın komik bir tarafı var ve uygar zihin de kendi ürettiği fikirlerle alay ediyor.
Güzellik kaçınılmaz bir şekilde bozulmaya mahkum. Zaman mekan süregenliği güzelliğin elementlerine geri istiyor, insanı parça parça alıp götürüyor ve yine boşluk geliyor.
Ona çelme takmak,onu yere düşürmek,boylu boyunca yerdeyken bütün gücüyle ona vurmak ve ölümcül bir kaltak tekmesiyle beynini patlatmak için.Ah işleri nasıl da karıştırmıştı,ne çok zeka be duygu israfına neden olmuştu!Flörtün ve evliliğin bitmek tükenmek bilmeyen o tedirgin eden sıkıntısını birtakım ayarlamalara -basit günlük ihtiyaçlara,Trenlere ve uçaklara ve otellere ve mağazalara bankalara ,hastanelere,doktorlara,ilaçlara borçlara-Yatırdığı paraları; amansız bir uykusuzlukla geçen geceleri, sarı ve sıkıcı ikindileri,seks savaşlarındaki zorlu anları,Ve tüm bunlardaki o korkunç egomaniyi düşündükçe hayatta kalmış olmasına şaşıp kaldı. Hatta hayatta kalmak istemiş olmasına bile şaştı