Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.32
Burcu
Burcu
@Okudumdinledim
Kitap önerisi, #bookstagram
Instagram: 
Çağlayan İler
ADANA
167 reader point
Joined on October 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Dünyanın en sert elementi, sevmekten vazgeçmiş bir kadının kalbidir."
Merhaba, bugün nasıl spoi vermeden anlatırım,
keşke film olarakta izleyebilsek dediğim bir kitabın yorumu ile geldim.
Öncelikle söylemek istiyorum ki paylaşım yapmayı çok özledim
Yazarın bildiğim kadarıyla ilk kitabı dili gayet akıcı ve sürükleyici insanı merakta bırakıyordu elimden düşürmeden okudum diyebilirim yazarın kalemi hep daim olsun hak ettiği yerlere gelir umarım
Sultan Esma Yarığı...
Kurulan dev platform...
Dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler...
Platformla derinlere yolculuk...
Beklenmeyen son...
Daha doğrusu başlangıç...
YAŞA adlı cihazdan gelen yaşam sinyali...
Gizemli derinliklerden yükselen küçük bir kızın kalp vuruşları...
Yüzbaşı Mert Ersoy büyük kızı Sena'yı kalp yetmezliğinden kaybeden ve diğer kızı Asya'da bu hastalığın olduğunu, ailesini geride bırakarak 1000 km'lik uzaklıktaki bir bölgede işine devam eder. Ve sonrasında olaylar olaylar....
Kitapta her duyuyu hissediyorsunuz mutlaka alın ve okuyun!
Küçük bir kızın kalbi dünyayı değiştirebilir mi?
·
Not rated
“İçinde bulunduğun şu zamanlar da bile bu kadar büyük duvarlar örersen etrafındakilere, ileride o ördüğün duvarların içerisinde sıkışıp kalır, önüne çıkanların içerisinde boğulursun.”
Uzun bir sessizliğin ardından tekrardan merhaba, öncelikle söylemek istiyorum ki türk yazarlarımızın oldukça başarılı eserler ortaya çıkarması çok gurur verici! Kitabın konusuna detaya inmeden anlatmak istiyorum çünkü büyüsünü bozmak istemem ama diyeceğim şu ki okumalısınız
Kitap Susanne Miller'ın asla anlaşılmayan ölümleri yazdığı bir mektup ile başlıyor farklı insanların aynı şekilde ölüyor enterasan bir ölüm! Neysee 12 yaşında olan Aedrick okul kütüphanesinde değişik bir kitap bulması ile devam ediyor olaylar. Daha sonra polis Cosima ile yolları kesişiyor.
Mektuplar ne?
Aedrick bulduğu kitapta neler var?
Ve Aedrik ve polis Cosima nelerin peşinde?
Olaylar olaylar diyorum anlatmak istediğim çok şey var fakat kısa öz ve merakta bırakmak istedim. Kitap sayfa sayısı çok gözümü korkutmuştu fakat okuyunca su gibi aktı gitti. Merakta bırakan sade bir anlatım.
Tavsiye ederim!
Yazarımızın kalemi daim olur umarım böylesine güzel bir kalemin devamı gelmeli çünkü
Günaydın, güzel bir Zweig önerisiyle geldim kitap iki kısa öyküden oluşuyor.
Kitabın adı olan ilk öyküyü daha çok sevdim bu öyküsünde yine muazzam gözlem yeteneğini konuşturmuştu kitabında hırsızı bir zanaatkar olarak gören bir Zweig var karşımızda o kadar hayran kalmış ki hırsızın hareketlerine,öyle betimleyerek anlatıyor ki okurken hayretler içinde kalacaksınız eminim!
İkinci öykü Prater'de İlkbahar biraz daha kısa ve durağan ama ikinci hikayede kendinize "bir elbise bir hayata nasıl bu derece etki edebilir ki" diye sorarken bulmanızı ancak böyle güçlü bir kalem sağlayabilirdi.
Tavsiye ederim Stefan Zweig'ın yine kısa bir zaman diliminde tutkuyla okuyabileceğimiz harika bir eser bırakmış bize!️
#stefanzweig
#birzanaatlabeklenmedikkarşılaşma
#kitapönerisi
#book
Reader Follow Recommendations
"Bu halk, bu çocuklar, bu kadar acıyı hak edecek ne yapmıştı ki? Ne adaletsiz bir dünyaydı.
Kimisine cennet, kimisine cehennem...
Yaşadığın coğrafya kaderindi.
Kimisine hayat, kimisine ölüm hazırlayan..."
Merhaba, öncelikle benim gibi tarih okumak isteyip okuyamayanlar için sade, yalın ve akıcı anlatımıyla insanı içine çekiyor kitap.
Yazardan okuduğum ikinci kitap ikisini de iyi ki okudum.
Neri'nin anneannesi tarafından kaleme alınan Adsız Roman’ı, satmak istediği küpün içinde bulan Neri ve Aras’ın öyküsü ile Janset-Jankat-Elbruz’un 1864 deki öyküsü birbirine paralel gitmekte.
Anlatıp kitabın büyüsünü bozmak istemiyorum ama çoğu yerde çok duygulandım bazen Janset oldum bazen Neri.
Ayrıca kitapta 1864 Çerkeş Sürgünü ve Soykırımını anlatıyor.
Köyleri Ruslar tarafından yakılıp yıkılan, sahillerde teknelere binmeyi bekleyen bir halk, hastalık ve açlıkla mücadele etmiş ve binlercesi de Karadeniz'de batan teknelerde boğularak hayatlarını kaybeden insanlar..
Tavsiye ederim mutlaka okuyun!
·
Not rated
Merhaba,
On altı yıl arayla kaybolan iki çocuk...
Sarah Finch küçük bir kızken, ağabeyi dışarıya oynamaya gider ve bir daha asla dönmüyor.
Charlie’nin başına neler geldiğini öğrenememek, aileyi darmadağın eder.
Yıllar sonra öğretmen olan Sarah, evine geri dönmüştür. Ağabeyinin odasını kutsal bir mabet gibi kullanan alkolik annesiyle birlikte yaşamaktadır.
Ardından on iki yaşındaki Jenny Shepherd kaybolur ve Sarah öğrencisinin cesedini evinin yakınındaki korulukta bulur. Sarah, bu davaya müdahil oldukça kendisiyle ilgili şüpheler de gitgide artar.
Fakat kendisini takip eden yalnızca polis değildir.
Kitap geçmiş günümüz diye sırayla ilerliyor. Sarah karakterinin yaşadığı o psikolojik baskı, psikolojik zorluklar ve daha fazlasını hissediyorsunuz. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen oldukça başarılı buldum sadece sonu biraz oldu bittiye geldi. Tavsiye ederim
·
Not rated
Merhaba, yıllar önce okumaya çalıştığım ama sıkıldığım için bıraktığım bir kitaptı o kitabım nerde hiç bilmiyorum Bana göre her kitabın bir zamanı vardır, ve bu yüzden eğer kitaba başladığınızda bir şey anlamadığınızı ve sıkıldığınızı hissediyorsanız, bırakın doğru zaman gelince okuyorsunuz zaten
Kitap Gregor Samsa'nın böcek olarak uyanması ile başlıyor. Kafka günümüz toplumunda insanların maddi güvence peşinde koşarken farkında olmadan kendilerini nasıl bir böceğe dönüştürdüklerini betimlemiş eserinde.
Böcek olarak uyanmasına çok şaşırmayan Gregor'un işe gitmek için kurduğu alarmı duymadığının farkına varmasıyla bir telaşa kapılması işe gidememesi üzerine ailesinin tepkisi ve müdürünün eve gelmesiyle bu uyanış sürecine verilen tepkiler ile devam ediyor ve Gregor'un ölümüyle sonlanıyor.
Şahsen okurken kendimi bir böcek gibi hissettim, o derece içime işlemişti. Ve son olarak Gregor Samsa, unutamayacağım karakterlerden.
Merhaba, biliyorsunuz ki Squid Game 2021 yılında en çok gündem olan dizilerinden birisiydi ayrıca seveni olduğu kadar sevmeyeni de çok.
Kitapta diziyi izleyenlerin gözünden kaçırabilecek detaylar oldukça ayrıntılı bir şekilde yazıyordu ama şunu önceden söyleyim diziyi izlemediyseniz kitap spoilerle dolu.
Dizisini severek izledim kitabını da severek okudumYayınevi oldukça başarılı bir iş çıkarmış ortaya içeriği, tasarımı her şeyiyle çok güzel bir kitaptı.
#arkakapak
Gırtlağına kadar borca, belaya ve pisliğe bulaşmış olan 456 kişi, gizemli bir organizasyon tarafından özenle seçilir. Bu organizasyon onlara hayatlarını kurtarmak için son bir şans teklif eder, bu şans aynı zamanda ölümcül sonuçlara yol açacak tuzakları da içinde barındırır. İçinde bulunduğumuz sistemi derinine sorgulatan Kalamar Oyunu (Squid Game) son günlerin popular teması Battle Royale ve Manga gezegeninin bileşenlerini bir araya toplayarak dünya çapında çok büyük bir başarı yakaladı ve dikkatleri üzerine çekti. K-Dünyası, dizinin geleceği, dizideki karakterler, oyunlar ve gözden kaçırdığınız tüm detayları bu kitapta bulabilirsiniz.
"İnsan bir kere dibe vurunca yukarı çıkmaktan başka seçeneği kalmıyor..."
Merhaba, yayınevinden okuduğum dördüncü kitap. Her kitap ayrı güzeldi bu kitabı da sizlere tavsiye ediyorum.
İki kadın.
İki dönem.
İki hayat.
Tek bir amaç: dayanışma!
Konusuna gelecek olursam;
Günümüz, Paris: Solène hukuk kariyeri için hayallerini, arkadaşlıklarını, aşkını feda etmiş bir avukat müvekkilinin intihar etmesiyle kendini tükenmiş hissediyor ve depresyona giriyor. Psikiyatristi, tekrar ayağa kalkmasına yardımcı olabilmesi için gönüllülük faaliyetlerinde yer almasını öneriyor. Biraz isteksiz olsa da denemeye karae veriyor bu fikri ve bir kadın sığınmaevine, arzuhâlci olarak gitmeye başlıyor.
Toplumun dışına itilmiş, şiddet ve kayıtsızlıkla hırpalanmış kadınlarla işi kolay değil. Mesafeli, zor ve hırçınlar.
"Hayatı boyunca ondan beklenenleri yapmıştı. Anne babasını memnun etmek için avukat olmuştu. Jeremy için çocuk arzusundan vazgeçmişti. Artık kendi yolundan gitmenin, kendi arzularına odaklanmanın zamanı gelmişti. Nihayet, hayır demeyi öğrenmenin zamanı gelmişti."
1925, Paris: Blanche Peyron hayatının anlamını keşfetmiş, mücadeleci, yoksulluğa savaş açmış bir kadın. İmkânsızı başarmak istiyor.
Oldukça akıcı olan bir kitap ve çok güzeldi tavsiye ediyorum!
#kazananlar #laetitiacolombani
Merhaba, kitabı okuduğum zaman beni kendi dünyasına böylesine alan ve böyle etkileyen klasik eser okumamıştım demiştim.
Jane Eyre, gerçekten örnek alınacak bir karakter, hayat öyküsü ancak bu kadar güzel yazılabilirdi zaten okurken kitabın dilinin akıcılığı ile akıp gidiyor sayfalar.
Jane Eyre küçük yaşta annesinin ve babasının ölümüyle öksüz kalmıştır dayısı öldükten sonra da yengesiyle ve onun zalim davranışlarıyla yaşamak zorunda kalır. Jane'in başına talihsiz bir sürü olay geliyor. Yengesi onu yatılı okula gönderir ve ardından Jane küçücük yaşında yaşadığı şartlar onu sağlam karakterli ve kendisine yeten bir insan yapacaktır.
Sert ve zorlu bir yatılı okul sonrası mürebbiyesi olduğu zengin evde hem aşkı hem de ızdırabı tadacaktır Jane.
Romanın sonunu anlatmak olmaz zaten burada anlatılanlarla da Jane Eyre anlaşılmaz mutlaka okunmalı, üzerinde düşünülüp ders alınmalı.
Jane Eyre’yi sevdim hem de çok sevdim!
Merhaba, öncelikle yeni yılda herkese sağlık, sevgi ve barış diliyorum. Savaşların, acıların ve felaketlerin, geçip giden koca bir yıl gibi geride kalması umuduyla...
Dün bitirdiğim bu güzel kitabın yorumunu sizlerle paylaşacağım yeni yıla güzel bir kitapla girdim️
Yazarı çok seviyorum ve yazarda bunun farkında biliyorum ki karşılıklı. Hep yazsın ben okurum
Kitabın konusuna gelecek olursam Aşk-ı Yaz kitabındaki yan karakterlerin devamı.
Duru ve Alp.
Çevremdeki herkes büyümemi istiyordu ama büyüdükçe hayallerin renginin solduğunu fark etmiştim. Belki bu yüzden ruhumun sol yanı hep çocuktu. Ve böylece kendime bir hikâye yazdım.
Adını ‘Bir Kalp Masalı’ koydum.
Neden mi?
Çünkü içinde ‘Alp’ geçiyordu!
Üniversite yıllarında aşkı yakalamayan hayatına aldığı kişilerle devam edemeyen, kimseye ısınamayan Duru’nun aslında Alp'e olan sevgisinin devam ettiğini anlıyoruz.
Alp’in aniden yurt dışına gitmesi ile Duru’nun kendisini toparlaması zaman alıyor arkadaşları, iş hayatı sayesinde toparlanıyor.
Duru, Yasemin’in kızı Yaz’ın doğum gününde 3 yıldır yüzünü bile görmediği Alp’i görür.
Ve olaylar başlıyor.️
Süreyya benim favori karakterlerimden onu tekrardan okumak iyi geldi. Yazar Süreyya karakteri için: "İyiliğin ve kötülüğün iç içe geçmiş haliydi belki de her insan gibiydi." diyor ne kadar doğru değil mi?
Romantik komedi sevenlere, çerezlik kitap arayanlara tavsiyemdir. Ama önce Aşk-ı Yaz kitabını okuyun
"Bazı insanlar hayatınızda öyle derin bir yer ediniyordu ki uzun zaman görmeseniz de kaldığınız yerden devam edebiliyordunuz."
Merhaba, Antik diller öğretmeni Raimund Gregorius’un yaşamı, yağmurlu bir günde esrarengiz bir kadınla çarpışır.
Aniden her şeyi bırakıp trene biniyor ve yolculuğumuz başlıyor.
Portekizli bir kadından duyduğu Portekizce bir sözcük ve o sözcüğün büyüsüne kapılarak gittiği bir sahafta bulduğu kitapla tümüyle değişiyor.
Sahaya Amedeu Prado adlı bir yazarın Portekizce yazdığı “Sözlerin Kuyumcusu” adlı kitapla karşılaşan Gregorius'a sahaf ona kitabı hediye eder.
Yolculuğu esnasında bir yandan Portekizce öğrenmeye ve Amedeu Prado’nun kitabını çevirmeye çalışır.
Bazen ben de her şeyi bırakıp kaçıp gitmek istiyorum
Felsefi, içsel tahliller ile dolu bir kitap anlatım tarzı, kurgusu oldukça güzel ama tavsiyem bir solukta değilde yavaş yavaş okunabilecek bir kitap. Bu tarz kitapları okumayı sevenlerin severek okuyacağını düşünüyorum️ Filmi olduğunu bilmiyordum bi ara filmi de izleyeceğim️ kitabın çevirisi oldukça başarılıydı bu arada bunu söylemeden edemeyeceğim
8/10 puan verdi
Merhaba, öncelikle söylemek istiyorum ki yazarın yaptığı, ya da hayatı beni ilgilendirmiyor. Olayları ortaya çıkmadan önce okuduğum bir kitaptı.
Beni Kör Kuyularda tipik bir HAT romanı.
Ayrıca ismini Ümit Yaşar Oğuzcan şiirinden alınmış. Ben ilk defa bir kitabı okurken başıma ağrılar girdi çok kötü hissettim kendimi ayrıca çok zorlandım bazı sayfaları okurken neden bu kadar etkilendim hâlâ bilmiyorum ben de yarattığı etki kitabı her gördüğümde devam ediyor.
Kitaba gelecek olursam okuduğum ikinci Hasan Ali Toptaş kitabı. Konusu: Güldiyar'ın babasının dükkanına öğle yemeğini götürmek için evden çıkmasıyla başlıyor. Güldiyar eve döndüğünde ise bir daha konuşmamak üzere susuyor evde bir köşeye çöküp oturuyor ve ağlamaya başlıyor gözlerinden yaşlar değil taşlar akıyor evet taşlar akıyor
Bir tarafta çaresiz ve masum insanlar, bir tarafta bu insanların acılarından ve onların kanlarıyla beslenen bir yığın gözü dönmüş insan. Kitap bitince o kör kuyuda elleri bomboş kalan yine siz oluyorsunuz kitabı bitirdiğim an içimde oluşan boşluk hissini anlatamadım.
Sorular sorduran ve cevapları olmayan bir kitap.
Merhaba, kısa bir sessizliğin ardından tekrar eskisi gibi aktif olacağım. Sessizlik demişken bu süreçte bol bol kitap okudum
Bu kitapta onlardan birisi! Gece Gelen
"Kimse size mutluluk veremez. Mutluluk bir seçimdir ve onu seçebilme gücü aslında hepimizde vardır. Ama bazıları bunu seçmeyi tercih etmezler."
Konusuna gelecek
·
Not rated
“Konuşmak geçmişte yaşananları tekrar yaşatmıyordu insana, halbuki düşünmek yeniden geçmişin dünyasına götürüyor kişiyi.”
Merhaba, Nermin Bezmen kaleminden okuduğum ikinci kitap yazarın kalemi öyle güzel ki kitaptaki yazılan dönemde hissediyorsunuz kendinizi.
Kurt Seyt ve Shura kitabının devamı aslında bu kitap konusundan kısaca bahsedecek gelecek olursam;
Kurt Seyt'in evlendiği Türk kızı Mürvet (Murka) ve çocuklarıyla olan ilişkilerini konu alıyor. Murka’nın yaşının küçük oluşu, yaşadığı hayat tarzıyla Seyit ile o kadar zıttı.
Savaşın yaşattığı acılar, binlerce insanın ölümü, kayboluşu, köklerinden ailelerinden uzaklara sürgün edilişi, insanı derinden etkiliyor okurken.
Murka'nın, hem kocasını anlamak hem hayatı göğüslemekteki mücadelesini okurken, romanın kahramanlarına kah kızacak kah acıyacaksınız.
Merhaba, öncelikle söylemek istiyorum ki bu kitabı okumama vesile olan @ çok teşekkür ederim.
"Birileri yaşar, birileri yazar."
Büyük bir bilgi birikimi ve araştırma ile yazılmış olan bu kitabın konusuna gelecek olursam;
Köy enstitülerinin kuruluşu, yapılan çalışmalar, yetiştirdiği insanlar ve ülkemizin bu enstitülerle birlikte yürekli ve güzel insanlar sayesinde adeta çiçek gibi açtığı, arı gibi üretim yaptığı yılları konu alıyor. Hem tarihi hemde aşk ile öyle birleştirilmiş ki okurken asla sıkmıyor merakla okuyorsunuz.
Uzun uzun yazıp kitabın büyüsünü bozmak istemiyorum diyorum ki mutlaka okuyun!
Fikret ve Sabia arasındaki aşk. Yıllarca görmemelerine rağmen aşklarının bitmemesi ve ikisinin de kimseyi sevmemesi.
"Keşke duyabilseydi pişmanlığımı.
Keşke yaşadığım acıyı duyumsayabilseydi.
Keşke bilseydi onu ne kadar çok sevdiğimi.
Keşke...."
Kitabı okurken bazı yerlerde öyle hüzünlendim ki ayrıca kitaptaki naif aşka hemde bilgiye öyle doydum ki kitapta! Sema Hanım kaleminiz daim olsun KEŞKE kitaba bu kadar geç kalmasaydım dedim
