Kitabın kahramanı Ömer özünde kalbi temiz, içinde hiçbir kötülük barındırmayan, kitabın diğer ana kahramanı Macide’ye ilk görüşte âşık olan, genç yüreğinde ve ruhunda yaşadığı çalkantılara, çelişkilere ve çıkmazlara Macide’ye olan aşkı sayesinde direnen, hepimiz aşina olduğu kişiliklerden biri. Diğer yandan aynı Ömer kimseye hayır diyemeyen, karşısına çıkan her esintinin peşi sıra sürüklenen, bu özelliğinden dolayı bile bile yanlışların peşinde sürüklenen biri aynı zamanda. Macide ise roman boyunca süren kocaman suskunluğu, sağlam iradesi, sabrı ve sadakati ile Ömer’i kendi ilişkilerinde olduğu kadar roman kurgusunda da dengeleyen, Ömer’in temsil ettiği toplumsal kusurların karşısındaki yıkılmaz insani değerlerin temsilciliğini yapan bir denge unsuru.
Bugüne kadar iki kitap arasında ilişki kuran oldu mu bilmiyorum. Ben Vedat Türkali’nin Bir Gün Tek Başına isimli romanı ile İçimizdeki Şeytan arasında bir yakınlık kurdum. Çünkü Bir Gün Tek Başına’nın Kenan’ı ile Ömer, Günseli ile de Macide arasında çok benzerlik olduğunu düşünüyorum. Kenan da Ömer gibi acizliği ve bir türlü beklediğimiz o adımı atamayışı ile kitap boyunca okuyucuyu çileden çıkarıyordu. Günseli’ye de Macide gibi aşklarının ve kendi doğrularının arkasındaki sağlam duruşları ile bir yanımla hayran olmuş, ama aşık oldukları adamlara karşı zayıflıkları yüzünden suçlayamasam da sitem etmiştim. Her iki kitapta da toplum ve aydın eleştirisi bu ana karakterler üzerinden dile getirilmiş.
Sadece bir roman değil ders niteliğinde bir eser..