Allah ne dilerse o olacak. Sen kendini bırak. Kader karşısında rüzgârın önündeki bir yaprak gibi ol. Zaten ne kadar uğraşırsan uğraş kaderde ne yazıldıysa başına o gelecek," diyerek kulu elinden gelen çabadan vazgeçirmek cebriye ekolünün inancıdır.
İslam Ansiklopedisi'nden "İrade" maddesine bakmanızı tavsiye ederim. İnsana
Kaderimizde varsa bir imtihan yaşayacağız. O hällde tedbir almamalı mıyız? Tedbir kaderi engeller mi? Tedbir bizim yaşayacağımız imtihanın önüne geçer mi? Tevekkil ve tedbir aranndaki ilişki nedir?
Tedbir, kaderin önüne geçmez. Bizim için takdir edilenleri yaşarız, tedbir almakla sorumluyuz. Allahu Teala bize "Niçin böyle bir olay yaşadınız?" diye sormayacak. Deprem örneği üzerinden anlamaya çalışalım. Bir kimse bir devlet dairesinde depreme yakalansa ve vefat etse Allah'ın huzuruna çılığında enkaz altında kaldığı için sorumlu olmaz. Çünkü o binayı kendisi yapmadı. Ama aynı kimse gereken kontrolleri yaptırmadan bir ev satın alsa ve depremde o evin enkazının altında kalsa ihmali nispetinde sorumludur. Depremi engelleyemeyiz ama tedbirimizi almaktan sorumluyuz. Üzerimize düşenden sorumluyuz, sonuçtan değil.
Çocuk eğitimi konusunu da buna uyarlayabiliriz. Diyorlar ki: "Çocuğumu on yaşına kadar her yaz camiye gönderdim. Ben elimden geleni yaptım." On yaşına kadar yaz kurslarına göndermekle çocuğumuza karşı annelik, babalık görevimizi dini anlamda yapmış olur muyuz? Çocuk eğitimi deprem konusunda olduğu kadar müşahhas bir örnek değil elbette. Depremde uyulması gereken yönetmelikler var. Binanın o Yönetmeliğe uygun olup olmadığını kontrol edip gerekli tedbirleri almak gerekiyor. Bu çok somut bir şekilde ölçülebi liyor. Ama çocuk yetiştirmenin somut bir ölçüsü yok. Yeterli anne babalığın ölçüsü nedir?
Ebeveynlerinizi, sizi yanlış yöne sevk ettikleri için suçlamanın da bir son kullanım tarihi vardır; dümene geçecek yaşta olduğun an, sorumluluk sana aittir.
J.k Rowling
Bulduklarınızın en hayırlarını okuyun. Okuduklarınızın en hayırlarını yazın. Yazdıklarınızın en hayırlarını ezberleyin. Ezberleyen en hayırlarını anlatın.
(Muhammed Said tantavi)
Ey ilim talebeleri! her önünüze geleni değil dünya ve ahiretiniz için en hayırlı olanları okuyun. Aksi takdirde "abur cubur" yeme alışkanlığı olanların obezite olan hastalığına yakalanarak bir vitamin ve protein çöplüğüne dönüştüğü gibi siz de önünüze geleni okuyarak bir bilgi çöplüğüne dönüşebilirsiniz. Okurken seçici olun. Okuduklarınızdan da seçmeler yaparak en hayırlılarını kaydedin. Çünkü ilim bir avdır. Onu Zabt-u rabt altına almak ancak kayıtla, yazmakla mümkün olabilir. Yazdıklarınız arasından da seçmeler yapın. En hayırlarını ezberleyin ki hafızanız gereksiz bilgilerle meşgul olmasın. Malumatfuruşluk adına her ezberlediğinizi değil de ezberlediklerinizin en hayırlarını, özün özü mesabesinde olanları insanlara anlatın ve bilin ki kişi kılık kıyafetiyle karşılanır fakat oturup kalkması, ilmi ve irfanıyla uğurlanır.
Evlilik bazen bir kaçış, kimi zaman tutku, kimileri için hükmetme alındı. Oysa evlilik bir paylaşımdır duyguların, bedenlerin virgülü sevgilerim, hayallerim, enerjilerin paylaşımıdır.
Kadın olarak kendimizi sevmeliyiz. Yeteneklerimizi ve kabiliyetlerimizi tüm hücrelerimizde coşkuyla hissetmeliyiz. Yaradılış itibarıyla erkek ve eşit değiliz; Çünkü biz kadınız.
Her şeyin üstesinden gelme potansiyeline sahipsiniz. Çünkü Eğer algılarınızı değiştirirseniz inancınızı da değiştirebilirsiniz ki, buna bağlı genetiğinizi de değiştirebilirsiniz. Dolayısıyla artık Bizler genetiğin kurbanlarından daha çok, sahip olduğumuz inançlarımızın kurbanlarıyız! Ve bizler inançlarımızı değiştirebildiğimize göre artık birer kurban değil, Usta olma fırsatına sahibiz.
İslam bir dağdır. Onun yeri, sadır'dır
iman bir dağdır, yeri ise kalptir.
Marifet bir dağdır, yeri ve kaynağı fuaddır. Tevhid bir dağdır, yerleştiği yer lübdür.
Her dağın başında bir kuş vardır.
sadr Dağı'nın kuşu, kötülüğü emreden nefistir (nefsi emmare).
Kalp dağının üstündeki kuş ise (iyiliği) ilham eden nefstir.
Fuad dağının kuşuysa kendini kınayan nefstir (nefsi levhame).
Lüb dağının kuşu nefsi mutmaindedir (tatmin olmuş nefs).